bu gün hafta sonuydu öyle çok yorulmuştum ki akşamı iple çekiyordum holdingde işler hiç bitmiyordu bir an önce eve gitmeyi istiyordum
nihayet paydos saatimiz gelmişti arkadaşlar dışarı çıkmak istediler biraz eğleniriz diyorlardı ben kabul etmedim çünkü çok yorgundum mazeret uydurup yanlarından ayrıldım

alış veriş yaptım marketten apartmanın kapısına geldim elimdeki poşetleri yere koydum anahtarımı tam kapıya takarken kapı açıldı birden yere düştüm biri elini uzatıyordu başımı kaldırdım yine oydu mavi gözlerini dikmiş bana bakıyordu
çok özür dilerim hazan hanım yardım edeyim de kalkın yerden diyordu elim eline değince sanki kalbim yerinden çıkacaktı ne oluyordu bana bu genci görünce elim ayağım bir birine karışıyordu sanki çocuk/laşıyordum gözlerim meftun şaşkın/lığındaydı ayağa kalktım ben hasan karşılıklı dairede oturuyoruz sizinle böyle tanışmak istemezdim
titrek bir ses tonumla memnun oldum hasan bey ismimi nereden biliyorsunuz diye sordum kardeşim gül bahar söyledi sanırım sizinle bir kaç defa sohbet etmiş ondan öğrendim isminizi
bakın kardeşim çok güzel yemekler yaptı bende ekmek almaya gidiyordum ne dersiniz sizde bizimle yemeğe eşlik eder/misiniz dilim kabul etmek istemese de yüreğim izin vermedi teklifini kabul ettim

ve daireme çıktım hemen duş almalıydım günün yorgunluğunu atmalıydım üstümden mutfağa bıraktım poşetleri duşa girdim öyle iyi geldi ki duş bana üstümü giyinmeliydim ama bir türlü kıyafet seçemiyordum yatağımın üstü dolmuştu giyecekle annem şimdi burada olsaydı ne çok kızardı bana ailem köyde oturuyordu ben işimden dolayı onlardan ayrı tek başıma istanbul da oturuyordum
üstüme giyecek bir şeyler buldum giyindim tam

kapı çaldı gülbahar gelmişti hadi seni bekliyoruz evden karşı daireye geçtik mükemmel bir sofra hazırlamış yemeklerde çok lezizdi hasanla arada göz göze geliyorduk bakışlarımı kaçırıyordum utangaç edem/la yüreğimi susturmaya çalışıyordum
ama inat ediyordu yüreğim ona koşmaya çalışıyordu avlanmış/mıydım yoksa avlıyor/muydum bunu da bilemiyordum gülbahara sordum okul nasıl gidiyor diye
çok iyi gidiyor hazan inşallah bende abim hasan gibi doktor olacağım diyordu onlarında ailesi köy/deymiş abisinin yanına okumak için gelmiş çok güzel bir gece geçirmiştim laf lafı açtı sohbetimiz uzamıştı saatin nasıl geçtiğini anlamadık üç olmuştu ben gideyim artık neredeyse sabah olacak teşekkür ederim bu güzel gece için
hasan elini uzattı veda için avucunun içinden avucuma bir kağıt bırakmıştı

kapıyı açıp evime geçmiştim merakla yazıyı okudum sizinle ileriye doğru arkadaş olmak istiyorum sizde kabul ederseniz kim/bilir nasip olursa zevcem olmanızı isterim bu telefon numaram sizde düşünürseniz beni ararsın yazmıştı

çığlık attım bir anda çok mutlu olmuştum duygularım yalnız değilmiş meğersem yürek yüreğe akmış/ta sel olmuş aşkın içinde kalplerimiz sevinç içinde yatağıma uzandım düşlerimin arasında uykuya dalmışım hasanı görüyordum ne kadarda mutluyduk ikimizde dans ediyordu sevda gözlerimizde hayallerin esareti dökülmüştü şiirlere düşlerim kalem tuttu rüyalarımda yazıyor aşkımızı