SANAT ve ŞİİR

İnsanlık tarihinin başlangıcından günümüzün her döneminde
eksik olmayan bir olgudur.İnsanlığın geçirdiği düşünsel evrimler
yaşam biçimlerini,yaşama bakışlarını,sanat biçimlerini değiştirmiş,
her dönemde ve her toplumda sanat, farklı görünümlerle ortaya çıkmıştır.
Sanat nesnel ve öznel yaklaşımlara göre kendi içinde tutarlı bir bütünlük taşıyan şey,çirkin,acı,iğrendirici de olsa estetik açıdan güzeldir.
Bugün sanatın duygusal ve düşünsel anlamda etkileme gücüne baktığımızda;doyurucu ve estetik yaşantılar oluşturmak için dürtüler ürettiğini görmekteyiz.Sanat,güzel ile uğraşır.,güzel ise;göreceli bir kavramdır.Güzelliğin yerine anlatımı öne çıkartır.Sanat sezgi ile anlatımın birlikteliğidir.
Sonuç olarak mantığın,var olana karşı tepkisinin,tutarlı bir bütünlük içerisinde somutlaştırdığı bir alandır.

SANATIN SINIFLANDIRILMASI:

Biçim, verilen malzemeye göre değiştikçe,sanatı değişik isimlerle ayrıştırmak mümkün.Malzemenin yanı sıra ,ifade ediş biçimi, veya kapsamlı bir ifade ile yaratıcılık; sanatı sınıflandırmada önemli bir etkendir.Geleneksel olmak üzere sanatı iki ana dalda çeşitleyebiliriz

1-görsel sanatlar:
göze ve görmeye dayalı sanatlar(resim,seramik,fotograf,heykel vs.)

2-fonetik sanatlar:(dil sanatları,edebiyat ve türlerini kapsayan roman,hikaye,şiir,öykü,tiyatro,senaryo diyebilirsiniz.

ŞİİR:Edebiyatımızın fonetik türünü oluşturan şiir: kendi içinde düşünsel bir kavramdır.yazıldığı her zamanda, mantığı düşünmeye zorlar.düşünceyi de; kendi kalıpları içerisinde biçimlendirmeye.
Şiir; doğrudan anlatımı kabul etmez.söyleminde bir kılıf gerektirir.Bir örtüyü oluştururken;günlük klişe olan sözcüklerden uzak kalarak, söylenmemiş kelimelerden oluşan mısralar üretmesi şair’in.Bunun adına imge diyebiliriz.O zaman şiir’i şöyle tarif edebiliriz:
ŞİİR; Duygu ve düşüncenin birlikteliği ile ses,müzikalite,imge,estetik,alterasyon,kazandırılarak düz bir yazının mısra ya dönüştürülmüş halidir şiir.

Faruk ÇUKUROVALI
Eğt.Yazar.Şair