3
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
936
Okunma
Paris saldırılarını ve 100’den fazla insanın suçsuz yere ölmesini, ölümüne sebebiyet verilmesini aklı ve ahlakı yerine hiçbir Müslüman tasvip etmez, edemez. Zira dinimiz savaşta bile kadınlara, çocuklara, yaşlılara ve din adamlarına dokunmayı uygun görmez, kaldı ki savaş dışında bir terör eylemine müsaade etsin.
Bu işin pek çok faili vardır, pek çok istihbarat örgütü bu işin içindedir bundan kuşkumuz yok, Batıya göçün önlenmesi, göçlerin Türkiye rotasında sabit tutulması, AB Fonlarıyla bizi avutarak göçlerin önüne geçmeleri ve yine bizi fonlarla finanse ederek susturmaları için biçilmiş kaftan bu saldırı. Hem de yine IŞİD vb örgütler üzerinden bize vurmaları için bir tezgah aslında.
Zaten dünyanın neresinde kim bomba patlatırsa patlatsın fail Müslümanlardır, zarar gören, hedef alınan, aşağılanan, çoğu kez ölen yine Müslümanlardır. Mesela bu Paris saldırısı sonrası Batı yine birlik beraberlik vurgusu yapacak, bizim devlet adamlarımızda ezik ezik, savunma psikolojisi içinde o fotoğrafta yer almak için çaba sarfedeceklerdir, kızmıyorum, gitmeseler daha büyük sorun, eylemi tasvip etmişiz gibi haberlerle vuracaklar bu kez, gidince de bizim Başbakanımızla sarılmaya bile tenezzül etmeyeceklerdir, sanki çok lazımlar maskeli soytarılar sürüsü.
Bu saldırıdan sonra, cenazeler ve taziye sürecine kadar dünyanın herhangi bir yerinde ve yerlerinde ölen Müslüman sayısı en az 100 olacak, lakin hep dediğimiz gibi Müslüman ölüleri istatiksel veriler olarak kaydedilecek, kimsenin umurunda olmayacaktır. Yani Batı daha cenazesini kaldırmadan, onun ölü sayısı kadar veya daha fazlası Müslüman milletlerde ölmüş olacak, lakin Batı hiç önemsemeyecektir.
Bu açıdan şahsen ben çok üzülmüyorum Batının verdiği kayıplara, inanın kılım bile kıpırdamıyor artık, yanlış bu söylediklerim haklısınız ama ölümlere o kadar çok alıştık ki, artık Müslüman olmayanların terör vs olaylarında ölmesine sevinecek ruh haline geldik, hep bizden gidiyordu azda sizden gitsin.
Dünya yeni bir döneme girdi arkadaşlar, tüm dünyanın yeni düşmanı İslam falan değil, Sünni Müslümanlık, evet Sünni Müslümanlık.
Çünkü ABD ve saz arkadaşlarının birkaç yıl önce vurmasına mani olduğumuz, kaç defa başını beladan kurtardığımız İran, bugün Suriye’de, Irak’ta ve pek çok yerde Sünnileri katleden İran elbette Batının düşmanı olacak değildi, zaten ABD ile de anlaştı ve var gücüyle Sünni katliamına devam ediyor. Dolayısıyla bu kahpe millet onların da dostu. Asıl refleks Sünni Müslümanlık, yani Türkiye ve birkaç Sünni ülke anladınız mı?
Bu yüzden herkesin daha iyi düşünmesi, üretmesi, çalışması, ibadet etmesi, gayret etmesi, devletinin yanında olması, dua etmesi, fikir üretmesi gerek.
Dünya safını belirlemiş ve var gücüyle tanımladığı yeni düşmanını yok etmenin hesabı içinde, bizlerde en azından fikren nerde durduğumuzu, duracağımızı, durmamız gerektiğini bilelim, bilmiyorsak bilene yardım edelim.
Kendimizi bilelim, düşmanımızı bilelim, kendimizi tanıyalım ki düşmanımızı tanıyalım, bırakalım bu ılımlı ayaklarıyla Batıya zeytin dalı uzatmayı falan kardeşler, elinde silah olana zeytin dalı falan uzatılmaz, adam seni düşman olarak görüyor, seni yok etmek istiyor, dünyada aldığın nefesten rahatsız.
Zeytin dalı 1948’de kırılmıştı kardeşler, hoş hiç olmamıştı ya..
Tunar Çalışkan