Malum yaz tatili geldi… Benim gibi öğrenci olanların tatil zamanı yaptıkları sanırım benzer faaliyetlerdir. Listenin ilk sırasında da çoğu zaman gezip-tozmak ve tembellik yapmak gelir. Ama gelin görün ki sıcaklar her tarafımızı sardığından beri evden çıkamaz oldum pek… Güneşi severim, o yönden bir sorun yok ortada ama sanırım hesaplamadığım bir durum var ki o da güneşin beni pek sevmiyor olması…

Durum böyle olunca haliyle ben de akşama kadar evin içinde tembellik yaparak geçiriyorum zamanımı… Eve girip çıkan tanıdıklar aynı yüz ifadesiyle (nasıl başarıyorlarsa artık) aynı soruyu soruyorlar hep… İşte geliyor o harika diyalog:

A: Genç insansın sen, niye böyle kukumav kuşu gibi oturup duruyorsun evde?
B: Sıcak dışarısı, akşam olsun, hava serinlesin çıkarım…
A: Hadi hadi kukumav kuşu olmak istiyorum desene sen şuna…
B: Sıcak diyorum, sıcak, sıcakkkkk… Hem siz kukumav kuşunun ne olduğunu biliyor musunuz?
A: ………………….(Sessizlik ve şaşkın bakışlar)
B: Ben cevabımı aldım, teşekkür eder, iyi günler dilerim…(Sonra da tembelliğe devam)

Şu kukumav kuşu hayatım boyunca karşıma çıkan soru cümlelerinin çoğunda yer aldı ama nedense cümleleri kuranların hiçbiri bu hayvanı tanımıyordu… (Ben de annemin karnında öğrenmedim sonuçta, merakım sonucu tanıştım bu tatlı kuş ile…)

Ülkemizde her mevsim görülebilen, Latince adı Athene Noctus olan, boyu yirmi cm civarında, baykuşgillerden bir kuş türüymüş kukumav kuşu… Bunun yanında öbür baykuşlar kadar ışıktan ürkmez ve gündüz vakti de normal faaliyetlerini devam ettirebilirlermiş. Yerleşik bir tür olmasından dolayı kırsal bölgelerde, tarlaların ve bahçelerin yakınlarında yaşarlarmış.

Bu tatlı kuşlar gündüzleri genelde ağaçların dallarında, direklerde, çatılarda ya da taş ve toprak yığınları üzerinde dimdik dururlarmış. Bahçelerde de çoğu zaman serbestçe dolaşırlar ve gördükleri sıçanları, sümüklüböcekleri ve benzeri zararlı yaratıkları yok ederlermiş. İşte bu kadar faydalı olmalarına rağmen yine de insanların kendilerine “uğursuz” sıfatını vermelerinden kurtulamazlarmış…

Bu sevimli kuş birçok ülkede uğursuzluk habercisi sayılır. İşin ilginç bir boyutu daha vardır aslına bakarsanız, bazı yaşlılar (muhtemelen batıl inanışa sahip olanlar) kukumav kuşlarının geceleri hasta odası pencerelerine uçtuğunu gözleriyle gördüklerini iddia ederler, bununla da kalmayıp kuşun yatan hastaları mezarlığa davet ettiğini kulaklarıyla da duymuşlardır sözüm ona…(İlginç…)

İnanmak isteyenleriniz varsa engel olmayayım ama ben bu zararsız kuşun ışığı görerek o pencerelere gittiğini ve ev sahibine selam vermek adına sesini duyurduğunu düşünüyorum… Ya da öyle hayal ediyorum :) (fazla mı hayalci oldum son günlerde ne)

Her ne kadar bazı ülkeler tarafından uğursuz da sayılsa örneğin Filistin’de uğurlu bir kuş sayılmakta ve bu kuşlara iyi bakım yapılmaktadır. İtalyanlar ise bu kuşları evlerine evcil hayvan olarak almaktadırlar.

Çoğu zaman herkese yanlış ve önyargılı sıfatlar yükleyen biz insanlar, insanlardan daha sadık ve duyarlı olduklarına inandığım hayvanlara da önyargılı davranmaya devam ediyoruz ne yazık ki…

Lütfen şu önyargılı olma huyumuzdan vazgeçelim… Her konuda (!)

(O kadar tatlı bir kuş ki, keşke resmini de ekleyebilseydim yazıya…)

Pelin…
23 Temmuz 2008
02:20