5
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
750
Okunma
MAZİYE YOLCULUKLAR – 47
Mevsimlik işçidir adımız.
Gurbet güneşinde kavrulur tenimiz.
Oluk oluk akar terimiz, yorulur bedenimiz.
Kör olası yokluktan, ekmek parası için şehir şehir gurbet ellere eksilmez gidenimiz…
Mevsimlik işçidir adımız.
Malatya’nın kayısı bahçeleri bizden sorulur.
Nasırlı ellerimiz kasaları doldurur.
Annemiz, babamız, oyun çağındaki kardeşlerimiz gün boyu yorulur.
Çoğunun dudak büktüğü yiyeceklerle yer soframız kurulur.
Yorgun, uykuya hasret bedenimiz yer yatağında sabahı zor bulur…
Mevsimlik işçidir adımız.
Çukurova’nın pamuk tarlaları bizden sorulur.
Kızgın güneşin altında çapa bizim işimiz.
Güneşten öncedir tarlaya gidişimiz.
Gün batımı sonrasıdır çadırlarımıza, yataklarımıza dönüşümüz.
Sabahtan akşama kadar otları tek tek ayıklarız…
Kavurucu güneşin altında yarı aç yarı tok çalışırken tenimizde artar yanıklarımız…
Ödenecek borçlarımızı, alınacak kışlık zahiremizi uykularımızda sayıklarız.
Oğlumuzun düğün, kızımızın çeyiz parasını çalar uyanıklarımız.
Doğduğumuz günden beri yükümüz ağır, sebeplerimiz sağır, onlar yüzünden su alır kayıklarımız.
Pamuk tarlalarını karış karış biz sularız.
Yorgunluktan kopar kollarımız.
Bir soran olmadı, neden gurbete çıkar yollarımız?
Neden doğduğu toprakta karnı doymaz da gurbete düşer dedeler, babalar, anneler, çocuklar, dullarımız.
Beyaz gelinlik giymiş Çukurova tarlalarında, bizim parmaklarımızla kozadan tek tek toplanır pamuklar.
Sırtımızda taşınır kantara, kantarda hile yapar yamuklar.
Yara bere içinde kalır can diye doğurduğumuz, büyüttüğümüz tomurcuklar.
Mevsimlik işçidir adımız.
Yozgat’ın mercimek tarlaları bizden sorulur.
Belimiz iki büklüm, nasırlı ellerimiz mercimeğe sarılır.
Ayaklarımız susuz toprak gibi dilim dilim yarılır.
Alın terimiz nisan yağmuru olur, toprakla karılır.
Ancak çalışanlar bilir, tarlanın bir ucundan diğer ucuna nasıl varılır.
Yüreğimiz kan ağlar, kadere, vicdansızlara, duyarsızlara kızar kör talihe darılır.
Mevsimlik işçidir adımız.
Karadeniz’in fındık bahçeleri bizden sorulur.
Ekmeğimiz diye sarılırız fındığa.
Gözyaşlarımız, acılarımız, alın terimiz hiçbir şey ifade etmez zındığa.
Aldığımız bize yetmez.
Gelinlik kızımız üç beş parça çeyizliği zor atar sandığa.
Mevsimlik işçidir adımız.
Az kömürle, az odunla yorgan altında geçiririz kışı.
İçi bizi yakar, karnı toklara bayram seyran gelir dışı.
Bilmezler ki gurbet ellere düşmez bir insan eğer olursa işi.
Yetersiz beslenen bedende sıka sıka dökülür fakirin dişi.
Mevsimlik işçidir adımız.
Kamyon kasalarında, otobüs, minibüs koltuklarında üst üste diziliriz.
İstatistik bilgilerde yoksulluk sınırının altında yaşayanlar sınıfına yazılırız.
Mevsimlik işçidir adımız.
Biz birbirimize benzeriz.
İl il ekmek peşinde gezeriz…
Yokluk yoksulluk içinde yüzeriz.
Dertleri istif yapar, tespih tanesi gibi yüreğimize dizeriz.
Mevsimlik işçidir adımız.
Ömür boyu neden mevsimlik işçidir Kâhtalımın ölüsü, sağı?
Türkiye’deki petrolün yüzde altmışını vermiyor mu toprağı?
Dünya’nın sekizinci harikası değil midir tarihi Nemrut Dağı?
Kâhta ovasında salkım salkım üzüm vermiyor mu bağı?
Neden? Neden? Neden?
Neden Kâhtalım yaşar orta çağı?
Yine suç kader de mi, kader mi kurdu bize bu ağı?
Ünlü değil midir Kâhta’nın narı, peyniri, tereyağı?
Baraj gölünde halaya durmuyor mu balıklar, balıkları kucaklamıyor mu balıkçının ağı?
Mevsimlik işçidir adımız.
Fındığa giderken, Sivas’ta trafik kazasında 23 canımız oldu lime lime.
Toptan ölünce manşet olduk, bulamıyorum anlatacak kelime?
Sebebini bir düşünün, ağlamayın halime.
Kimse hesap sormuyor halkı yoksulluğa mahkûm eden bir avuç zalime.
Mevsimlik işçidir adımız.
Ülkemin kuzeyinde, güneyinde, doğusunda, batısında birçok insan gibi Kâhtalım da oluyor heder.
Çoluk çocuk toptan ölünce, görsel ve yazılı basında oluyor haber.
Canlarım benim acınızla sarsıldım, boğacak beni bu keder.
Varlık içinde bu yokluk, yoksulluk daha ne zamana kadar devam eder?
Daha ne zamana kadar duyarsızlığın adı olur kader?
Ölenlere Allah’tan rahmet dilerim.
Akrabalarına, komşularına, yüreği yanan bütün insanlara Allah sabır versin
Yeter! Yeter! Yeter!
Güzelim ülkemde acılar dinsin.
Ülkemin kuzeyinde, güneyinde, doğusunda, batısında insanlarımız gülsün.