Bazı kadınlar pahalı hediyeleri severler. Spor arabaları, lüks mekanları, hesap ödeyen abileri.
Bazıları ise uyumadan önce masal anlatan, gözlerinin içine bakarak gitar çalan adamları.

Bazı kadınlar takım elbise severler, kaslı kollar.
Bazıları oduncu gömleği severler. Ve bira göbeği.

Bazı kadınlar kışları kayak yapmak isterler.
Bazıları, Beyoğlu’nda el ele tutuşup közde mısır yemek.

Bazı kadınlar özel günlerde parfüm hediye eder;
Bazıları her gün aynı ten kokusuyla uyanmak için canlarını verirler.

Bazı kadınların telefon rehberleri kalabalıktır. Bilirsin..
Bazıları ise defalarca aynı mesajı okuyup ağlarlar.

Bazı kadınlar kızlarla Cadde’de bilmem ne keyfi yaparlar.
Bazıları evlerinde suyu şişeden dikerek içerler…

O bazı kadınlar hiç kaybetmezler değil mi? Onlar hiç beklemezler, bekletirler. Onlar sürüklenmezler, sürüklerler. Ağlamazlar, ağlatırlar. Canları istediğinde sevişir, sıkıldıklarında küfürü basarlar.

Sen olamadın değil mi o bazı kadınlar gibi? Hiçbir zaman olamayacaksın da. Zaten, olma da. Çünkü yıllar sonra kocaları metresleriyle kaçamak yaparken onlar, hafta sonları alışveriş merkezlerinde mutsuz çocuklarını kollarından sürükleyip kendilerine ayakkabı bakacaklar.

Sense pazarları o hayalini kurduğun, kireç badanalı evinin bahçesinde hala deliler gibi sevdiğin kocan gazetesini okurken, küçük sevimli çocuklarınla yumurta tokuşturup, gülüşüyor olacaksın…