Gün geldi ağladığım günlere ağladım. hz. ebubekir
Aybars KARLIDAĞ
Aybars KARLIDAĞ

MİMAR SİNAN

Yorum

MİMAR SİNAN

0

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

577

Okunma

MİMAR SİNAN

1490 yılında Kayseri’nin Ağırnas Köyünde doğmuştur.Anadolu’ya Selçuklulardan çok önce gelen Peçenek Türklerindendir.Ayrıca o dönemde Hristiyanlık inancına sahiptir. Mimar Sinan Kanuni Sultan Süleyman dahil üç büyük Osmanlı padişahları döneminde yaşamış,dünyanın en büyük mimarlarından birisidir.
Yavuz Sultan Selim döneminde Anadolu’da devşirme usulü ile 22 yaşında İstanbul’a getirilmiştir. O dönemlerde Sinan orduya asker yetiştiren,Acemi Oğlanlar Ocağı’na yerleştirilmiştir. Burada eğitim alırken mimarlığa özenmiştir.Aynı zamanda ataları o dönemde dülgercilik mesleğini icra etmektedir. Girdiği ocakta dülgerciliği iyice öğrenen Sinan,yapı işlerinde çalışmış; dönemin önemli mimarlarından ders almış,yanlarında çalışmıştır.

1514’te Çaldıran Savaşı ve 1516-1520 arasında yapılan Mısır seferlerinden sonra, Yeniçeri Ocağı’na alındı. Kanuni döneminde, 1521 Belgrad,1522 Rodos seferlerine katılmıştır.Bu seferler sonunda subaylığa yükselmiştir.Daha sonra Mohaç seferine ve Bağdat seferine katılan Sinan, Van Gölü’nün üstünden geçecek üç geminin yapımını tamamlamış, haseki ünvanını almıştır.
1536’da Prut Irmak’ı üstüne yaptığı köprüyle dikkatleri üstüne çeken Sinan, 1539’da, Mimar Acem Ali’nin
ölümü üzerine, onun yerine saraya saray baş mimarı olmuş ve görevini ölümüne kadar sürdürmüştür. Osmanlı’nın en güçlü çağında yaşayan, Kanuni, 2. Selim ve 3. Murat olmak üzere,üç padişah döneminde Mimarbaşı olarak görev yapmıştır.
17 Temmuz 1588’de İstanbul’da öldüğünde, yüzlerce mimari eser bırakan, Mimar Sinan’ın sade bir yapı olan türbesi, Süleymaniye Külliyesi’nde haliç duvarının önündedir.Altı sütunlu, üstü örtülü ve etrafı açık türbede Mimar Sinan’ın mezarı bulunmaktadır. Türbesini ölümünden önce kendisi yapmıştır.

MİMAR SİNAN’IN ESERLERİ
Mimar Sinan,gördüğü bütün eserleri incelemiş,fakat hiç birini taklit etmeden,sanatını devamlı geliştirmiş ve kendini yenilemiştir.Mimar Sinan’ın, Mimarbaşı olmadan önce yaptığı üç eser çok dikkat çekicidir.
Bunlar sırasıyla:
Halep’te Hüsreviye Külliyesi,
Gebze’de Çoban Mustafa Külliyesi,
İstanbul’da Haseki Külliyesi’dir. (Hürrem Sultan için yapmıştır.)
Mimar Sinan’ın Mimarbaşı olduktan sonra verdiği üç büyük eser,onun sanatının devamlı geliştiğinin göstergesidir.Bunlardan birincisi İstanbul’daki Şehzade Cami ve Kulliyesidir.Bu eserine çıraklık dönemi eserim demektedir. Süleymaniye Cami, Mimar Sinan’ın İstanbul’daki en muhteşem eseridir. Bu esere kalfalık dönemi eserim demektedir.Bu eserini 1550-1557 yılları arasında yapmıştır.Mimar Sinan’ın en büyük eseri,86 yaşında yaptığı ve ustalık eserim dediği, Edirne’deki Selimiye Cami’sidir.1575 yılında tamamlanmıştır.

Mimar Sinan Mimarbaşı olduktan sonra çok değişik konularla uğraşmıştır.Eski eserleri restore etmiştir.Eski eserlerden en çok uğraştığı Ayasofya’dır. Ayasofya’nın kubbesini onararak,çevresine takviyeli duvarlar yaptırmıştır.(1573) Ayrıca bazı yerlerde çevre düzenlemesi yaptırmış,İstanbul’un dar sokaklarının yaratacağı tehlike üzerinde durulması gerektiğini vurgulamıştır.Elli yıla yakın süreyi kapsayan, mimarlık görevi boyunca başta İstanbul olmak üzere,imparatorluğun her yerinde su yolları,çeşmeler,camiler,külliyeler,medreseler yapmıştır.Bu yapıların bazılarının inşasında bizzat kendisi bulunmasa da,öğrencilerini ya da kendisine bağlı mimarları görevlendirmiştir.
Mimar Sinan, aynı zamanda bir şehircilik uzmanıdır.Yapacağı eserin önce çevresini düzenler ve eserlerini çevresine en uygun bir tarzda yerleştirirdi.Mimar Sinan’ın, eserlerinde depreme karşı bilinen ve gereken tüm tedbirleri aldığını görmekteyiz.Bu tedbirlerden biri,temelde kullanılan taban harcıdır. Bu harçla deprem dalgalarının emilmesi ve etkisiz hale gelmesi sağlanmıştır.Mesela Süleymaniye’nin temelini altı yıl bekletmesi,temelin zeminine tam olarak oturmasını sağlamak içindir.
Mimar Sinan eserlerinde dehasını göstermiş,Selimiye Cami’nin kubbesini o genişliğe oturtmak için 13 bilinmeyenli bir denklemi, matematiğin bilinen dört ana işleminden farklı olarak beşinci bir işlem yaratarak çözdüğü söylenmektedir.
Mimar Sinan, yapılarında ayrıca drenaj adı verilen bir kanalizasyon sistemi de kurmuştur.Drenaj sistemiyle yapının temellerinin sulardan ve nemden korunarak dayanıklı kalmasını sağlamıştır.Ayrıca yapının içindeki rutubet ve nemi dışarı atarak,soğuk ve sıcak hava dengelerini sağlayan hava kanalları kullanılmıştır.Bunların dışında yazın suyun ve toprağın ısınmasından dolayı oluşan buharın, yapının temellerine ve içine girmemesi için tahliye kanalları kullanılmıştır.
İşte günümüze kadar gelen ve hala insanlara hizmet veren Mimar Sinan’ın eserleri, bize mimarın çok yönlü olduğunu göstermektedir. Bunları da yapmış olduğu iş ve eserlerinden rahatlıkla anlayabiliyoruz. Yaptığı eserlerin bir çoğu İstanbul’da olan Mimar Sinan’ın eserlerini söyle sıralayabiliriz:
84 cami,52 mescit, 22 türbe
57 medrese, 7 okul ve darülkurra
17 imaret, 3 darüşşifa
7 su yolu kemeri,8 köprü
20 kervansaray, 35 köşk ve saray
6 ambar ve mahzen
48 hamam
Ayrıca kaydı olmayanlarla birlikte toplam 350’yi aşkın yapının baş mimarlığını üstlenmiştir.


KAYNAKÇA:
1.Mimar Sinan’ı anlatan ansiklopediler
2.Taşları Konuşturan Adam -Mürsel Gündoğdu- ocak 2014
3.Türk Sanatı Remzi Oğuz Arık-1975


Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Mimar sinan Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Mimar sinan yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
MİMAR SİNAN yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Bu şiire henüz yorum yazılmamış.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL