Arkadaşlar herkese hayırlı akşamlar. Öncelikle her yazım gibi bu yazımda da benle aynı görüşte olmayacak arkadaşlarım, abilerim, ablalarım olacak şimdiden kusura bakmasınlar! Ne demiş Efendimiz (sav) “Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytan gibidir!” buyurmuşlar ve ben bunu bildiğim halde haksızlık karşısında nasıl susabilirim? Arkadaşlar düşünelim, Emniyet müdürüyüz, bir gün önce çok önemli bir operasyon yönlendiriyoruz veya bu önemli operasyonda görevli bir polisiz ve bu görevi başarıyla yerine getiriyoruz. Bir gün sonra ise polis meslektaşlarınız kapınıza dayanıyor ve sizi tutukluyor. Neden peki? Hırsızı yakaladığınız için, görevinizi yerine getirdiğiniz için, başkalarının kölesi olmadığınız için. Uğruna canınızı, malınızı, uğrunda ölmeyi göze aldığınız vatanda, birileri sizi vatan haini ilan ediyor bu ne acı değil mi?
Yapılan hukuksuzlukları, yolsuzlukları, haksızlıkları, haksız para transferlerini haber yapanları paralel devlet ilan ettiler. Tek gayeleri ismini bile bilmediğimiz varlığından haberimiz olmayan ülkeye yüce Türk Bayrağını dalgalandıran, değerlerimizi, kültürümüzü dünyanın dört bir yanına ulaştıran, yayan masum insanlara paralel devlet diyecek kadar halk tabiri gırtlaklarına kadar pisliğe, çamura batmışlardır. Bir dizi senaryosundan terör örgütü çıkarmışlardır ve bu olay kapsamında Türkiye’nin hem iç hem de dış dünyada ki temsilcilerimiz olan gazeteci, yazarlarımızı tutuklamışlardır. Bu haksızlıklara dur diyen savcılarımızı hâkimlerimizi görevlerinden etmiş ve tutuklamışlardır. Gazetecilerimiz yazdığı köşe yazıları nedeniyle vatan haini ilan edilmiştir. Türkiye’yi dış dünyada en iyi şekilde temsil eden “Kimse Yok mu ?” derneğini kapatmaya yeltenmişlerdir. Dünyanın dört bir yanında yapılan Türkçe olimpiyatları ülkemizde yaptırmamışlardır. Bu güzel etkinlikler kapsamında dünyanın her bir yanından insanlar gelerek uğruna savaşlar yaptığımız, uğrunda canlarımızı verdiğimiz Türkçe dilinde şiirler, şarkılar, danslar ederek Türk olarak gurur kaynağımız olmaktan başka ne yapmışlardır soruyorum sizlere?
“Bu ortamda bir fazilet mücadelesi veriliyor. Bir kişinin daha gönlüne iman nurlarını ulaştırmanın gayretiyle insanlar oradan oraya koşuşturuyorlar. Kendilerine atılan iftiralara aldırmadan, hakaretlere takılıp kalmadan… Her zulüm ve haksızlık onları birbirlerine kenetliyor ve inandıkları hakikatlere daha da bağlanıyor. Aşklarını şevlerini artırıyor. Duaya olan imanlarını ziyadeleştiriyor. Seccadeyle, gözyaşlarıyla daha çok vakit geçirmelerine vesile oluyor. Ve bu hasbi, diğerkâm, adanmış insanlar bir gün herkese, “Neredeydin” diye soracaklar. Masum insanlara terörist damgası vurulurken neredeydin? Meydan meydan hakaretler yağdırılıp iftiralar boca edilirken neredeydin? Müesseseler kapatılırken neredeydin? Bayrağımızı dünyanın dört bir yanında dalgalandırıp değerlerimizi temsil edenler ülkeye sokulmazken neredeydin?”
ABDULAZİZ LORCİ
28.10.2015