Günümüze kadar , öncelikli olarak “İslamcılık” kimliğini ön planda tutan
başka da bir mesajı, meziyeti olmayan “bazı” yazar, çizer, düşünür şahsiyetler :

-itiraz etme, öneri geliştirme
-muhalif tavır sergileme
-hak arama
-protesto etme
-empati yapma
- bu evrende başkalarının da yaşadığını, hakları olduğunu kabul etme
-çoğulculuk vurgusu
-farklılıklara hoş görü ve zenginlik kaynağı olarak görme
-özgürlük mücadelesi
- sosyal devlet, adalet devleti, demokrasi kültürü

gibi toplumun tamamını ilgilendiren alanlarda, dilsiz ve sağır davranmışladır.
Üreten, sorgulayan, geliştirten değil, taklitçi fotokopici bir toplum oluşmasına
Sebep olmuşlardır.
Sonuç olarak bu yanlış/noksan yaklaşım, takipçilerini de etkilemiştir.
Yanlış teşhis koyan hekim örneğinde olduğu gibi, eczacının
sunduğu ilaç da tedavi etmemiştir.

Bakış açısı ve malzemesi, tüm insanlığı kucaklamayınca,
hem kendine, hem okurlarına,sevenlerine, hem de inandığı değerlere zarar verir konuma
gelmişlerdir.

Bu kısır döngü, çıkmaz sokak ve çürümüş kabuğu kırabilen, fikri hür, gönlü
aydın yazarları gördükçe, dünya yıkılmadan insanlığın bir gün yüzünün
güleceğine ümidimiz artmaktadır.

Çağının gerçeklerini yakalayamamış şahsiyetler, hangi görüşe sahip olurlarsa olsunlar :
Kültür, sanat, teknoloji, sosyal, felsefi, hukuk, demokrasi , bilimsel vb. alanda
Bir tavır, öneri geliştirme çabası olmayan, analitik düşünme yeteneğinden
yoksun, yükü kaldıran değil topluma yük olan , tüketici konumuna
düşmektedirler.

Hakkı tutup kaldıran, güneşe gölge etmeyen, can alan değil can veren
tüm candan kalem ve gönüllere selam olsun.

Ali Rıza Malkoç
11.10.2015
www.arm.web.tr