Sevmek birbirine değil, birlikte aynı noktaya bakmaktır. exupery
Ayşegül AKDAĞ BARUTÇU
Ayşegül AKDAĞ BARUTÇU

EKİM'DE BİR YAYLA GÖÇÜ

Yorum

EKİM'DE BİR YAYLA GÖÇÜ

8

Yorum

1

Beğeni

0,0

Puan

1126

Okunma

EKİM'DE BİR YAYLA GÖÇÜ

EKİM'DE BİR YAYLA GÖÇÜ

(Olay Trabzon iline bağlı Düzköy ilçesinin çayırbağı beldesi yaylalarının birinde yaşanmıştır. İyi okumalar…)

Çok değil bundan aşağı yukarı 4-5 yıl önce yayla sezonunun kapanmaya az kaldığı zamanlardı. Ekim’in ortasıydı henüz. Yaylada komşusu köye göç edenler ineklerini salma otlatıyordu. Yani komşularının köye inmesiyle birlikte bahçe sınırları ortadan kalktığı için geri kalan yaylacılar ineklerinin başında beklemiyordu artık. Neredeyse hiçbir yerde taze otlaklık kalmamıştı, bu yüzden inekler tam doyamadan ahıra girerdi. Daha yüksek dağlara kar yağdığı için her taraf soğuktu ve üst üste en az iki kazak giyilmeden dışarıda durulmazdı.
O gün annemin köyde işleri vardı. Malum, hasat zamanıydı; kış bastırmadan bütün işlerin hallolması gerekiyordu. Evde ağabeyim kardeşim ve ben geri kalan işlere koyulduk. O gün inanılmaz derecede soğuk vardı ve sürekli yağmur yağıyordu. Sanki sonsuza dek sürecekti bu.
İnekler otlatıldı, yiyecekleri hazırlandı, ev temizliği yapıldı, yemekler pişirildi ve akşam oldu. Annem telefon açtı:
-“Akşama festival var pazarda, geç gelırım uşaklar darlanmayin ha.”
-“Tamam, anne selam söyle.” Deyip telefonu kapattık.
Bütün işlerimiz bitmişti, kız kardeşimin kitaplarını kaplıyorduk ağabeyimle beraber. O esnada yağmur kara dönüşmüştü. Bu bizim çok hoşumuza gitmişi tabi, uzun bir yazın ardından karı görmek çok eğlenceli geliyordu bize. Ama tutmaz diye düşünmüştük.
Çok geçmeden annem de geldi yemeğimizi yiyip uykuya geçtik.
Derin ve uzun bir uykunun ardından kız kardeşim beni dürterek:
-“Aba, aba kaksana bii.” Diye uyandırdı. Ben zar zor gözlerimi açmaya çalışarak:
-“Ne var?” diye sordum. O da neşeli ve heyecanlı bir ses tonuyla:
-“Camdan dişari bak da gör!” diye cevap verdi. Ben de yavaşça kalkarak cama gittim ve gördüğüm manzara karşısında şok oldum. Dün yemyeşil olan manzara şimdi bembeyaz olmuştu. Saate baktım sabahın beş buçuğu idi henüz. Kardeşimle deli gibi sevinirken annem ve ağabeyim kara kara düşünmeye başlamıştı. İnekler ne olacak? Çok fazla çayırımız da yoktu. Onu fark edince o anki sevincimiz kursağımızda kaldı. Haklıydı annem; annem her zaman haklıydı. Ne de olsa yılların tecrübeleriyle yoğrulmuş bir Karadeniz kadınıydı.
Hemen tarlaya koştu, karları atarak altında donmuş kalmış lahanaları ve diğer yeşillikleri sepete doldurdu. Ardından ahıra geldi ineklerin önünü doldurdu; hazırlamış olduğu diğer yiyecekleri de önlerine doldurduktan sonra eve girdi. Biz de o esnada evi toparlayıp anneme destek olmaya çalışıyorduk. Ağabeyim odun kesmek için dışarı çıktı ben de bulaşıkları yıkamaya başladım. İnekler dışarı çıkmaya alışkın oldukları için bağırmaya başlamıştı. Önündeki yiyeceklere aldırış etmeden bağırıyorlardı ama nereye çıkabilirlerdi ki? Kar mı yiyeceklerdi dışarıda? Telefonlarımız ve televizyon çekmiyordu. Çok geçmeden elektrikler de gitti. Herkes mağdur kalmıştı yaylada. Komşular teker teker köye göç etmeye başlamıştı.
-“Eyleyin eyleyin, siz da göç eyleyin kuçiğazim! Daha da durulmaz yaylada yavrima olayim” diye bağırdı yoldan ineklerini sürüp giden bir komşumuz. Bu annemin aklına yatmıştı. Bir ara şebeke çalışmaya başladı, annemin telefonu çaldı. Arayan amcamdı:
-“Alo, ne edelım Aliriza, siğırların yiyeceğı kalmadi.”
-“Ben alayim arabayi geleyim, sen hazirla eşyalaruğu, göç edelım.” Diye karşılık verdi hattın diğer ucundaki amcam. Annem dahil hepimizin aklına yatmıştı bu fikir.
-“Tamam, biz başliyalım.” Dedikten sonra telefonu kapattı ve hazırlıklara başladık. Yukarıdaki komşumuz yardıma geldi sağ olsun. Eşyaların birçoğunu hazırladık ve inekleri dışarı çıkardık. İnekleri köye indirmek ağabeyimle bana düşmüştü. Sıkıca giyinip yola koyulduk ineklerle beraber. Çok geçmeden amcam kamyonuyla beraber geliyordu. İçinde amca çocukları yengem ve büyük halam vardı.
-“Her şeyi hazir mi?”
-“Çoğuni hazirladuyduk amca.”
-“E tamam geri kalanini da biz hallederuk.” Deyip korna çalarak yoluna devam etti.
Güle oynaya, sohbet ede ede, fotoğraflar çeke çeke, dereye kadar indik ki ne görelim!
Dere taşmış! Nasıl geçeceğiz diye düşünürken yukarıdan korna sesleri duyduk.
-“Abi, amcamdır o kesin.” Dedim neşeli ses tonuyla.
-“O zaman o gelsın sen oğa binı dereyi geçersın siğırlari biz hallederuk.”
-“Tamam abi.”
Dediği gibi de olmuştu. Zar zor dereyi geçtikten sonra köy evimize varmıştık sağ salim.
Burada ders alınacak önemli bir şey yaşamamıştık ama ömrümüzün sonuna kadar da unutamayacağımız bir anı olarak kaldı.
Bu tatlı anının çok etkisinde kaldığım için siz değerli okurlarımla paylaşmak istedim.
Saygı ve selam ile,

Paylaş:
1 Beğeni
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Ekim'de bir yayla göçü Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Ekim'de bir yayla göçü yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
EKİM'DE BİR YAYLA GÖÇÜ yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Erdinn
Erdinn, @erdinn
11.1.2016 16:52:29
Güzel ve içten anlatım için teşekkür ediyorum. İnanın yaşamış kadar oldum.

Süperdi! :)
ccelayir
ccelayir, @ccelayir
11.1.2016 15:52:07
Karadenizlilerle ilgili aklımda olan iki önemli şey: Erkeklerinin kahvede oyun oynamaktan başka bir şey bilmediği, kadınlarının çok çalışkan olduğu. Arka fonda çalan efsunlu müzikle daha iyi geldi. O yaylalara bir gün çıkacağım.
Bir tutam hayat
Bir tutam hayat, @birtutamhayat
10.10.2015 11:00:47
Yöreyi tanıyan,
anlatılan olayların benzerini çok yaşayan,
konuşulan dile aşina olan biri olarak,
zevkle okudum hikayeyi.
Elinize sağlık diyorum.
Bu günlerde yine göç yolunda insanımız.
Akşam da yükseklerde kar yağmış galiba.
Sizin durumunuzu tekrarlayan çok insan vardır bu gün.
ernail
ernail, @ernail
10.10.2015 02:54:48
çok güzeldi yine de eleştiri degil de fikir olarak bence yayladan yayla evlerinden aklinda kalan resimlerden daha fazla bahsetmeliydin okuyucunun zihninde mekanin canlanmasi icin.
Sezai Sazal
Sezai Sazal, @sezaisazal
9.10.2015 19:14:53
Bu sıra sanki kar var yaylada öyle bir soğuk var Trabzonda ama her anı ayrı güzel memleketin yağmuru, karı, güneşi ...
kürşad çerçen
kürşad çerçen, @kursadcercen
9.10.2015 18:08:00
Memleketin yazarı da insanı da nihat doğan deyimiyle koyunu bile farklı :) :) :)
Etkili Yorum
® Violoniste
® Violoniste, @violoniste
9.10.2015 17:07:45
hmm!..

katılası ve yaşanılası...
Gerçi bizim oralar hep öyledir; insanı,dağı,taşı,ovası suyu vs...
Nazım UZUN
Nazım UZUN, @nazim-uzun
9.10.2015 13:04:59
Güzel, memleketler içerisinde en güzel memleket Karadeniz selam olsun memlekete
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL