Mısır’ın inançlı ve seçilmiş Cumhurbaşkanını, üç beş satılık arap liderinin finansörlüğünde, İsrail, İngiltere vs gibi ülkelerin koordinesinde darbeyle indiren aşağılık adam Sisi’yi bilmeyenimiz yoktur.
Zorla gasp ettiği koltuktan, olayları sadece askeri açıdan muhakeme edebilmenin verdiği ataklık ve de kısıtlılık halleriyle Sisi ülkesini dev bir garnizona çevirdi, ordusu olan halk yerine, halkı olan bir ordu devlet oluşturdu.
İhanetin verdiği zafer sarhoşluğuyla da ülkesini dev bir hapishaneye çevirdi, kendi gibi düşünmeyen herkes içerde, kimi idam aldı, kimi de almayı bekliyor. Kimi de infaz edileceği günü bekliyor. Sokaklarda meydanlarda sırf gösteri yaptıkları için öldürülenleri söylemiyoruz bile, çünkü onlar çoktan önemsiz matematiksel veriler olarak istatistiklerdeki yerlerini aldılar.
Yalan mı?
Hangimiz onlar için samimi dualar ettik?
Yaşlar döktük?
Birkaç samimi Müslüman çabaladı, mücadele etti, onlarla da dalga geçtik, Rabia işaretlerini küçümsedik.
O zaman sadece birer veri onlar, kimseyi kandırmayalım, hele kendimizi asla.
Sisi ümmet açısından bir veba mikrobu aslında, öncelikle kendi halkıyla arasında bir gönül bağı yok, halkının düşünce yapısıyla ilgisi alakası yok. Zaten seçilerek gelmedi, üstündeki onurlu asker kıyafetiyle ülkesini korumak üzere namus sözü verdi, lakin bünyesi namuslu ve şerefli bir asker olabilmeyi kaldıramadı, darbeci oldu, zalim oldu, hain oldu, nihayetinde helak ta olacak inşallah.
Dolayısıyla ondan herhangi bir İslam Ülkesi adına refleks göstermesini beklemek akıl tutulması olur, kendi vatandaşının seçtiği kişiye ihanet eden, hain bir generaldir Sisi. Ayrıca ordunun başına gelirken özellikle darbe yapmayacağına dair şeref sözü vermişti şerefsiz herif.
Çoğunuz biliyorsunuzdur bunları, çünkü şimdi herkes her şeyi biliyor, bilen var yaşayan yok, anlatan çok yapan yok, bileni dinleyen yok.
Neyse Mısır ve Filistin arasında uzun tüneller vardı biliyorsunuz, bu tünellerden Filistin’e silah, gıda, ilaç ve hatta koyun keçi bile ulaşıyordu. Bu tüneller Filistinli kardeşlerimizin can damarıydı.
İşte İsrail dostu Sisi, bu tünelleri imha ettirdi, kullanılmaz hale getirdi.
Sisi’nin tünelleri imha yöntemini duydunuz mu?
Sisi o tünelleri içlerine deniz suyu pompalatarak imha ettirdi.
Aklıma yüzyıllar önceki bir Firavun geldi, hani Musa a.s ile didişen, ona zulmeden, Musa Peygamberi kendi evinde büyütüp sonra onun tarafından imparatorluğu sallanan, ve sonunda imparatorluğu Kızıldeniz de biten Firavun geldi aklıma.
Bugün Sisi deniz sularından medet umarak tünelleri kapattı, yüzyıllar önce Rabbim denizleri yarıp Musa Peygamber ve ümmetini o denizlerin ortasında yürütüp kurtardı.
İşte o dalgalar Firavun geçerken kapandı, ve Firavunun cesedi bozulmadan günümüze ulaştırıldı, Rabbim ibret alalım diye ONU BEDENİYLE KURTARDI.
Lakin milenyumun Firavunu Sisi özendiği insanların zirvedeki günlerini hatırladığı kadar, iktidarlarını kaybettikleri günleri de hatırlasa çok iyi olacak kendi açısından.
Zira zulüm bir yere kadar müsaade görür, zalime bir yere kadar mühlet verilir ve ALLAH SABREDENLERLE BERABERDİR.
Sisi günümüz şartlarında bir zalimdir, belki şu an için galipte gelmiş olabilir, lakin her mağlubiyet yenilgi değildir, ve her galibiyette zafer değildir, zulüm ile kimse abad olmamıştır.
Biz belki göremeyiz ama inşallah Sisi denen zalimin de sularda boğulacağı, tahtının sallanacağı, nesillere ibret olacağı günler gelecektir.
Ve değişen dünyanın şartlarına bakılırsa o günler yakındır.
Selam olsun zalimin tahtını sallayacak olanlara.
Selam olsun zalimin üstünde kılıç olacak müminlere.
Tunar Çalışkan
tunarcaliskan.wordpress.com