3
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
4405
Okunma

Kıssadan hisse
HERKES ETTİĞİNİ BULUR - NE EDERSEN KENDİNE EDERSİN
Eski zamanlarda köylülerin “ Abdal” ismini verdikleri sadaka toplayıcıları varmış. Abdallar havanın iyi günleri köyleri gezer sadaka toplarmış, insanlarda; buğday, para, yiyecek gibi bir şeyleri hayrına sevap olsun diye gücü yettiğince yardım edermiş.
Günün birinde Abdal ismini verdikleri sadaka toplayan bir insan yolunu bir köye uğratmış. Abdal köy girişindeki çeşmenin yanında dinlenmiş, çeşme başında suyunu içtikten sonra köye doğru yürümüş. Sadaka toplayan insan köylülerin gönlünce verdikleri sadakayı alır dua ederek, teşekkür eder, ev ev dolanırmış. Yolda giderken de kendi kendine “her ne ederse kendine edersin, herkes ettiğini bulur” diye söylenirmiş.
Sadaka toplayan insanın söylediklerini duyan bir kadın: - “ben sana kötülük yapayım, sana nasıl kötülük edeceğim bana da hiç bir şey olmaz” demiş.
Sinsi plancı kadın:- Sadaka toplayan insana seslenir:- “Amca gel karnını doyur sana et dürümü yapayım da yersin” demiş. Kadın et dürümü yapar içine de zehirleyici ilacı dürümün içine kor ve sadaka toplayan insana verir. Sadakacı insan et dürümünü (ekmek) alır, (yolda yürürken ekmek elinde yemekten çekindiği için) “akşam yemeği olarak köyün çıkışında ki çeşmenin başında yerim” diye düşünür ve dürümü heybesine kor. Adam yine hem gezer hem de söylenir “ne edersen kendine edersin, herkes ettiğini bulur” sözleriyle gezmeye devam etmiş.
Bir hayli zaman geçince adam topladığı sadakasını alıp köyden ayrılmış, kendi köyüne doğru yürümeye başlamış. Köyden ayrılan adam uzaklarda yeşil yeşil ağaçlar görür, ağaçların gölgesinde oturup ekmeğimi yerim diye düşünür ve sonunda ağaçların yanına ulaşır.
Gölgede oturup dinlenirken yanına bir genç gelir.
Genç sürü çobanı, sürünün gitme vakti dolmadığı için sürüsünü ağıla götürememiş ama çok da acıkmış, adama selam verir: -“Amca ekmeğin var mı? Karnım çok aç” der. Sadaka toplayan adam “bir kadın et dürümü vermişti nasip seninmiş ye evlat ye de karnını doyur” demiş. Çoban et dürümü ekmeği yemiş suyunu içmiş, teşekkür ettikten sonra sürünün yanına gitmiş. Çoban akşam olunca sürüsünü ağıla götürmüş ve ağılın kapısını kapatıp kendisi de evine gitmiş, gitmiş ama karnı ağrımaya başlamış, vücudunda sızılar, terler… başlamış. Annesi sormuş: “Sana ne oldu oğul” demiş. Çoban bir adamdan ekmek istedim adam bana et dürümü (ekmek) verdi onu yedim demiş. Annesi adamı bana tarif etsene demiş. Oğlu adam bazen kendi kendine söyleniyordu “ne edersen kendine edersin, herkes ettiğini bulur” diyordu demiş.
Zehirli ekmeği veren kadın sonunda anlamış ki, sadaka toplayan adam “ne edersen kendine edersin, herkes ettiğini bulur” derken doğruyu söylediğine inanmıştı.
“Ne edersen kendine edersin, herkes ettiğini bulur!”
Hasan Hüseyin BAYAR