3
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1137
Okunma

Göçmen kuşlar bile, göçmen değiller aslında.Dönmemecesine terketmiyorlar.Dönmek üzere göç ediyorlar.Vatanları dünyanın tamamı.İnsanların göçmesi gibi değil.Acınası değil,utanası değil,kahrolası değil...
Anılarını bırakmak,evini,mezarlıklarını,bulutundan çakıltaşına,ait olduğu,kendisi olduğunu bırakmak.Sevdalar bavula sığmaz,özlemler,umutlar da öyle.Göçmenin taşıdığı bedeninden öte değil aslında.Bavulunda bilinmeyenden duyulan kaygılar,tıkış tıkış hüzün,kenarlarından taşan çaresizlik sırıtır.
Tarihi adileştiren insan müsveddeleri,adına ırk diyerek,din,mezhep diyerek çullanır göçmenin üzerine.Kırk katır mı,kırk satır mı? dedirtir.Göçü zorunlu kılar.Balkan’lardan Anadolu’ya,anayurda...Oysa,Balkan ve Anadolu bir bütündür göçmenin kafasında.Ayıramaz,sorar:Anadolu’mu Balkanlar’ın anayurdudur,yoksa Balkanlar mı Anadolu’nun ? Cevaplayamaz...Bosna,Sancak,Makedonya terkedilen topraklar mıdır,kaybedilen vatan toprağı mı?
Tek kurşun atmadan terkedilmenin acısıdır yürekleri sızlatan.Yüzyılların kiniyle,Çetnik’i,Ustaşa’sı çullanır üzerine.Boşnak,Pomak,Shiptar ayırmadan..."Türk’ten daha Türk" dedikleri halklara asırların hıncıyla kanuykuları yaşatır.Muhacirler,der büyük Atatürk:"Kaybedilmiş topraklarımızın aziz hatıralarıdır." Göçmenin sızısını anlar,paylaşır,bağrına basar.
Göçmen ailenin,Türkiye’de dünyaya gelmiş,türkçeyi ilkokulda öğrenen ilk çocuğu olarak anlaşılmaz bir dünyaya doğmuştum.Ne dayılarımın yaşadığı Bosna’ya,ne de atayurdum Sancak’a hiç gitmedim,görmedim.Nedenleri,niçinleri etraflıca sorgulama ihtiyacı da duymamıştım.Bosna’daki soykırıma,kirli savaşa kadar...
Avrupalı efendilerin 3 yıl seyrettiği,BM’in sonradan madalya verdiği Hollanda’lı askerlerin izniyle öldürülen Srebrenitsa’lı kadınları,çocukları, çaresiz halkı görünce,dahada kocaman bir kelime olmuştu ,"GÖÇ"...Sömürgeciler, işbirlikçilerine ülkeyi parçalattıktan sonra, yaşattıkları toz duman arasında görünüverdiler.Yağmacı olarak,demokrasi getiren eşkiyalar olarak. Bir kez daha hareketlendi göç kervanları.
Osmanlı’dan arta kalan,ne olursa olsun "bakiye" görülen insanların,yüzyıllarca vatan dedikleri toprakların, aslında vatan olmadığını hissetmelerinden daha hüzünlü ne olabilir.Sömürgecilerin,halkları birbirine düşürerek,ayrıştırıp yabancılaştırarak,düşman ederek "paramparca edebileceğini" belki de en iyi Balkan göçmenleri anlar.Eğitimlisiyle,cahiliyle...Ata’nın "Ne mutlu Türküm diyene" derken hamasi nutuklar atmadığını,ulusal bilincin,toplanmanın,savunmanın,onurunu korumanın yegane zırhını gösterdiğini anlar.
Kaybetmeyen,sahiplenmeyi,gerektiği gibi yerleştiremez usuna.Anlamak için kaybetmek gerekmiyor.Atatürk’e,cumhuriyete,birbirine sahip çıkan bir vatanı hiç bir güç boğamaz.Bir kez denemişlerdi,hiç vazgeçmediler...