2
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1016
Okunma
Kişi , övgüye değer bütün özelliklerini kendi çabası ve çalışmasıyla elde ettiğini zanneder. Ancak bir zorluk içersindeyken, bütün güçleri tükendiğinde, hayal kırıklığına uğradığında Rabbi ona şöyle der: ‘’Bütün bunları kendi çabaların, kendi gücün ve kendi zekanla mı elde ettiğini zannettin ?...Bu zannın ve nankörlüğün için bağışlanmayı dile. Çünkü sen, kendi ellerin ve ayaklarınla başardığını sandın. Şimdi artık tüm vardıklarının bizim lütfumuz olduğunu anladığına göre, mağfiret dile, çünkü O bağışlayandır.’’ (FmF,MEB,S.1224-125).
Bu aldanışı yaşayan kişinin ruhi anlamda kendini kötü hissedeceği kaçınılmaz. Çünkü sonu tevbe gerektiren bir haldir.Ve tevbe pişmanlıktır, özürdür. Başlangıçta kendi çabasıyla kazandığını zannettiği şeyi, henüz kaybetmemişken, basiretle bunun Rabbinden bir lütuf olduğunu anlaması tevbenin getirdiği arınmışlıktan ziyade şükrün dayanılmaz hazzında eritecektir insanı. Bu da her yiğidin harcı olsun dileyelim.
Allahın bize sunduğu her şeyin bir lütuf olduğunu fark eden için, o şeyi kendi çabanız ile kazandığınızdan dolayı tattığınızdan çok daha olağanüstü bir hazla tanışırsınız. Ve bu lütuf o kadar büyüktür ki sizin olağanüstü bir çaba ile dahi elde edemeyeceğiniz izlenimi verir size. Neden ben, neden ben diye ağzınız kulaklarınızda gezersiniz. Garip bir sarhoşluktur bu ve kendiniz dışında kimselere anlatamazsınız , zira dile gelir bir şey değildir.
Bu halin evveliyatında, hayata karşı tutumunuzda, olması gereken küçük bir ayrıntı vardır elbette. Hayatınız boyunca hangi başarınız olursa olsun, hangi övgüye maruz kalırsanız kalın, içinizden daima; (bunun benle bir ilgisi yok, benim böyle bir gücüm yok, her şey Rabbimden) diyebilmelisiniz.
Başınıza gelen iyi şeyler için şükrederken , size zor gelen ve kötü diye şartlandığınız bir takım olaylarda da ( muhakkak ki bunu yaşamamda benim için bir hayır gizli ) diyerek sabır göstermelisiniz.
Şükretmeninde değişik değişik şekilleri var elbet. Tamamen dilde kalan, söylerken hiçbir hissiyat uyandırmayan şükürler, teşekkürler vardır örneğin. Markete gidersiniz ihtiyacınız olan deterjanı bilmem kaçıncı defa alırsınız , parasını ödeyip çıkarken kasiyere teşekkür edersiniz, buradaki teşekkür de minnet yoktur. Şükran duygusu sıfırdır. Zaten bedelini bizzat ödediğiniz bir şey için şükran duymak manasızdır. Duygusuz ve sırf kibarlık olsun diye söylenen kuru bir çift laf olur şükrünüz.
Namazların sonunda elhamdulillah derken belki daha da feci şekilde şükrederiz Yaradana. Bir mecburiyet bir zorunluluk bir alışkanlık tarzında. Ne için teşekkür ettin , ne için şükrettin diye sorsalar cevap dahi veremeyiz.
Oysa yukarda anlattığım şükran duygusu bambaşkadır ve şükürde asıl amaç bu olmalıdır. Olağanüstü bir güzellik bahşetmiştir Yaradan size ve siz aslında bu güzelliğin her daim içinde olduğunuzun bilincine,bir anda varırsınız. O size o kadar mükemmel bir kader çizmiştir ki .. Ama sizin gözleriniz kör, basiretiniz bağlıdır göremezsiniz. Ne zaman ki o perde latifleşir, basiretinizdeki flu görüntü netleşir, yıllardır anlayamadığınız bu sır birkaç saniyede gözlerinizin önüne serilir. İşte o zaman inanılmaz bir şükran duygusu hissedersiniz. Ne yapsam da bunun karşılığını ödesem diye çırpınırsınız. Ve bu hali hiç kaybetmek istemezsiniz.
Öyle ki şimdiye kadar Rabbinizden istediğiniz her şeyi size zaten verdiğini ve artık bunun üzerine de başka bir şey istemememiz gerektiğini anlarsınız . Dahası isteyecek bir şey de kalmamıştır zaten .. İstemeye utandığınızı da fark edersiniz. Bundan sonra yapacağınız tek şeyin Hamd etmek ve bu olağanüstülük karşısında hayretler içinde Subhan Allah demek olduğunu bilirsiniz.
Zikriniz dahi değişir. Ya mukallibel kulub, sebbit kalbiy ala diynike , demek gelir her daim içinizden ..
Gönlünüze vaktiyle Mevlana’dan inciler düşmüştür. . ‘’ Kendini planlarından nasıl kurtaracağını planla’’ … (OS,s.78)
Bir kere daha döner, kendinizi yoklarsınız. Kendinizi planlardan kurtardınız mı ?
Yerlere kapanır gözyaşları içinde bir daha şükredersiniz. Bütün arzularınız, gelecek kaygılarınız, korkularınız, endişeleriniz kaybolmuştur.
Planlarınızdan kurtulmak için başka bir plana ihtiyacınız kalmamıştır. Siz her şeyden gönül hoşnutluğu içinde vazgeçtiğinizde , zaten O her şeyi ayaklarınıza çoktan sermeye başlamıştır.
Gönlünüz daima şükranla dolsun efendim..
…nil