5
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1038
Okunma
Günümüz kızlarından birinin günlüğünden...
...
Zaten Sevil ablanın durumuna öyle üzülüyorum ki… aşkın gözü kör işte, inanmış gelmiş kızcağız yazık be! Burada kocası da ilgi göstermiyor, yapayalnız zavallı bir başına. Bir boyundan büyük aşkı birde kendisi var işte…
Hadi diyelim bunun gözü açılmamış. Bi şekilde güveniyor kocasına. Güvenmek istiyor kayıtsız şartsız. Ya biz? Biz ne olacağız ha şu içine ettiğimin dünyasında. Malum az çok açıldı gözümüz. Kocalarımızın yediği haltları bile bile katlanacak mıyız yani? Kör bir aşkın peşinde, açık gözlerle…
Anestezik farkındalık gibi işte. Sonuna kadar tüm acıyı hissedip bir tek tepki bile veremeyeceğiz beklide… keşke pek fazla açılmasaydı gözümüz. Gerçi daha tam gözü açıklardan sayılmayız. Az mı yanıyor canımız!?
Adam onu ölesiye seven karısı varken burada gözümün önünde başkalarıyla fingirdeşiyor. Hani şeytan diyor bazen ne var ne yok dök ortaya bozarsa kafanı. Ama işte öyle basit şeyler ki şu söylediklerim utanıyorum kendimden. Ne yani bana dokunmayan yılan bin mi yaşasın? Af Allahım af! Ama işte diğer türlüde “yuva yıkıcı” ya çıkacak adım. Bilmiyorum, bilemiyorum işte ya!
…
Uzun zamandır böyle yazmamıştım sana galiba günlük… Ne çok zaman geçmiş oturup kendi içimi dinlemeyeli. Hiç fırsat bulamamışım nedense uzun uzun sitem etmeye. Varsa yoksa günlük meseleler… Düşünmek lazım biraz düşünmek. Ne olacak sonumuz!