1
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
664
Okunma
Bir gün yolum daha önce belki de hiç ziyaret edilmemiş bir kasabaya düştü; taş çatlasın 20 haneli. Denizin kıyısında turlarken gözüm bir iskeleye takıldı ve haliyle üstünde koşturan çocuğa. Çok tuhaf idi. Küçük çocuk durmadan iskelenin bir ucundan bir ucuna koşuyor ve eğilip aşağıyı izliyordu. Hava kararıncaya dek izledim onu. Ardından da takip ettim. Bahçeli , güzel bir eve girdi. Bir anormallik yoktu halinde.
Akşam muhtara misafir olacağım içindir, berbere girdim. Bir tuhaflık da burada boy gösterdi. Berberde tek bir ayna dahi yoktu. Sakalımın durumunu görmeden gittim muhtara . Akşam bir güzel yedik yemekleri güveçte. Ardından tuvalet için masadan kalktım ve yine ayna göremedim; evde yansıyan hiç birşey yok idi.
Sabah iskeleye gittim. Nasıl bilmiyorum lakin ufaklığın geleceğinden emindim. Geldi ve beni görmeden iskelenin ucuna doğru koştu. Eğildi ve kaldı öylece. Merak edip yanına sokuldum. Iki farklı ses geliyordu kulağıma. Çocuk " baba yanındaki kim " diye sordu hemen . Sonra ise cevap gelmedi ... müthiş bir hızla evine koştu . Korkmuştum, peşinden gittim . Köylü çocuğun ağladığını görünce beni yanına çekti. Babası hasta imiş , öleceğini anladığı sırada suya girmek istemiş , bizim ufaklık da babasını görünce kalkmış yataktan takip etmiş , babası girmiş suya ve birdaha da dönmemiş. Bir gün ufaklık iskeleden babam ile konuştum diye bağırarak koşturmuş, soranlara ise suya eğildiği sıralarda onu görebildiğini söylemiş. O gündür ayna yok bu Köyle