1
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
696
Okunma
Kendinize ihanet ettiğinizi düşünür müsünüz zaman zaman? Aslında ben bunu istemiyordum ama benden bunu istediler dediğiniz olmuştur mutlaka. Bu aralar ben de kendine ihanet ile ilgili bir kitap okuyorum. Arno Gruen’in Kendine İhanet kitabını ve okuduğum ilk sayfalardan itibaren çok şey öğreniyorum.
Kendi gereksinimlerimizi kötü olarak görmekle başlayan sürecin sonunda güç elde etmek için itaat etmek gerektiğini ve kendiliğimizi hiçe saydığımızı öğreniyorum. Anahtar kavram: ÖZERKLİK
Özerkliğin başarı ile özdeşleştirildiği ve başarının toplumla uzlaşma anlamına geldiği dünyamızda asıl özerkliğin kendiliğimize cevap vermek olduğunu anlıyorum.
Kendi gereksinimlerimizin önemli olmadığını dünyaya ilk geldiğimiz yıllarda annelerimiz öğretiyormuş bize. Bilmeden yaptıkları ve onların da kendi annelerinden öğrendikleri bir düşünce ile. Nasıl mı?
Ağlamaya başladığımızda tüm ihtiyaçlarımızı gideren annelerimiz ağlamaya buna rağmen devam ettiğimizde bizi ağlamaya terk ediyorlarmış. Nasıl olsa ben tüm ihtiyaçlarını karşıladım diyerek. O andan itibaren de biz kendi gereksinimlerimizin önemsiz olduğunu anlıyormuşuz.
Kendime ihanet etmeyi durdurmak için okuduğum bu kitapta altı çizilmesi gereken pek çok cümle var. Özerk olmak için itaatin sağladığı başarılardan vazgeçip kendi sesimizi duymaktan ve onu cevaplamaktan gelen başarılara ihtiyacımız var.
Özerkliği sağlayan önemli bir etken ise kendi acılarımızı ve başkalarının acılarını duyabilmek. Bu da empati ile sağlanabilir deniyor kitapta. Eğer bir insana yardım etmekteki amacımız kendi özsaygımızı yükseltmek olursa onu nesne yerine koymuş olacağımız ve yardımımızın dokunmayacağını söylüyor yazar.
Bu kitabı bitirdiğimde farklı bir insan olacağıma inanıyorum. Sizlerin de bu kitabı okumanızı öneririm. Ayrıca yazarın bir diğer kitabını da okumayı planlıyorum.O da : Normalliğin Deliliği kitabı.
Teşekkürler Arno Gruen...