Seni seviyorum demek, senden gelicek her türlü belaya razıyım diye başlar aslında…Adı değiştirilmiş,beddua gibidir,her ne kadar hepimiz bu tılsımlı kelimeyi çok duymak istiyorsak da !

Razıysak,beşinci dünyada savaşmaya eyvallah !...

Seni seviyorum demek,sende beni sev demektir aslında.Beni sev çünki buna çok ihtiyacım var,yanımda ol,hep benimle ol,beni düşün benim için bir şeyler yap,elimi tut,beni öp,yemek varmı,su verirmisin…. Gibi,beni anlamanı istiyorum,hadi,hadiii lütfenlendir aslında….
Duygusal anlamda gerçek zannettiğimiz zamanlarda ; seni seviyorum,seni göremediğim,sesini duyamadığım zamanlarda içime garib bir duygu çöküyor ve ben çok acı çekiyorum,seni görünce de kalbim yerinden çıkacak kadar çarpıyor adeta, yani normal değilim,sende böyle olmalısın,seninde ruhunda da fırtınalar kopmalı,ihtilaller yapılmalı,yargısız hükümler verilmeli,hatta kör bir bıçak darbesiyle illegal yaralanmalı yüreğin, demek gibidir.
Seni seviyorum,bundan eminim çünki artık yattığım yatak cam kırıklarıyla dolu ve ben sağdan sola bile dönemiyorum,sırt üstü yatarak yatarak gözlerimi tavana dikip bütün gece seni düşünüyorum,çözümsüz bir çok sorunun içinde günlerce kaç uykusuz geceyi peş peşe deviriyorum, üstüne üslük,çalışıyorum,seni düşünmekten yorgunum, bütün gün sersem gibi sağa sola çarpıyorum ve her çarpışta sensin yine aklımda olan ve ben büyük bir acıyla her çarpan yerlerimi kaybedip,kıvranıyorum.Bu dengesizliğimin nedeni uykusuzluk ve yorgunluk değil,hep yanımda olmanı istiyorum ama sen yoksun,sebebi sensin başıma gelenlerin….Çünki henüz tam manasıyla benim değilsin,özleminin yerini (aslında kendisinin boş yanları)doldurmak için şarkılara,türkülere sığınıyor seni ya kahve fallarında arıyorum,yada günlük gazetedeki burç sayfalarında.Şarkılardan fal tutuyorum,sende yapmalısın daha başka önemli ne işin olabilir kiii, demektir aslında !
Seni seviyorum demek,sende sevda denilen altın kadehte sunulan zehirden tat ve bu zehir seninde bütün damarlarına yayılsın yavaş yavaş,iç yangınlarını duy ve yaşa…Ve buna alış, çünki her zaman ben yanında olmayabilirim.Benim yokluğumda kendine sarıl,aynalarla konuş,her neye bakıyorsan benden bir şeyler bul,benden haber alamazsan kıskançlık krizlerine gir,hezeyanların olsun,vazgeçemeyeceğin tutkuların olsun,sahip olmak için ne gerekiyorsa yap,söz dinle,kendine iyi bak,güzel giyin,süslen püslen amaaaa kimseye bakma,sadece ve sadece beni düşün ve sadece benim için yaşa,kendinde bulduğun eksikliklerini benimle tamamla demektir aslında !
Seni seviyorum demek,seni seviyorum derken bile başkalarını da sevebilirim,benim o kadar büyük sevgi dolu bir yüreğim var ,daha sen köşeyi dönmeden bile yeni birini sevebilirim,veda etmeye ne gerek var ki,sende deneyebilirsin demektir aslında, ‘’hoşçakal’’demeye gerek bile duymadığı zamanlarda. Çünki asıl ve gerçek sevgi karşılıksız olmalıdır,buna inanmış olmalısın, dönüşünü beklememeli, arkasından ağlamamalısın hatta bunun suçunu kendinde aramalı, masaya yatırıp tüm günahlarından bir bir özür bile dilemelisin.Çünki sen onun gözündeki Süreyya yıldızıydın ve bu yüzden de ayakların hiç yere basmıyordu ki...
Sen seviyorsun….Çünki senin bu kadar ağır bir yükü omuzlarımda taşıyabilme gücün var,bir yanda onunla savaşırken,diğer yanda sen ve ruhun sürekli bir savaş,vahşice boğuşma halindesin ve her defasında da yara alıyor olman,terk-i diyar etme düşüncesilerin…Eros kadar tutkulu,Hera kadar acımasız,Natürdams kadar lanetli,Afrodit kadar farazi…
AŞK !...Sürekli bir savaş hali,sen ve senin ruhunun savaşı,araya giren ayrık otlarını saymazsak.Sayarsak, yeni bir alanda daha savaşmak için yeni bir kılıca ihtiyacın olacak tabiki…Savaşacaksın,kanatacaksın ve illaki sende kanayacaksın, kanların oluk oluk akmalı,benzin kül gibi solmalı ama asla sendelememelisin,haykırmalısın yedi cihana duyurmalısın ‘’SENİ SEVİYORUM ‘’ söylemlerini,gururunu okşamalısın,senin yıkılan gururunun ne önemi var kiii,Himaliya dağlarına çarpan sesin,serin serin geri gelmeli ve suratına Osmanlı tokatı gibi çarpmalı.Gözlerinde o güne kadar görmediğin atmosferdeki tüm yıldızlar çakmak çakmak çakmalı ve bu yıldızların ışığını takip etmelisin,çünki seni seviyorum diyen sesin sahibi orada seni bekliyor,elinde kırmızı bir gül ve altın kadehte pembe roza şarabı ile.Savaşı kazanmış Mata Hari edasıyla seni seviyorum,seni seviyorum diye zafer çığlıklarıyla koşarak boynuna sarılıp, öpücüklere boğmalısın, aman dikkatttt !....demeye zaman bile kalmadan, gülün dikeni şah damarını çoktan delmiştir ve altın kadehte sunulan aşkın zehiri artık damarlarından kalbine çoktan ulaşmıştır.Süzülüp akarsın kollarından erimiş mum misali ruhun bedenden ayrılırken,yüzünde hala aşkın sahte tebessümü…

ruhun ‘’ SENİ SEVİYORUM ’’ diye yazar bulutlara,son bir ses duyarsın !


------BENDE SENİ SEVİYOR(D)UM ------




Hande HAGHGOUİ


O7,07.2008,Pazar_ertesi
çengelköy/İSTANBUL