TERAVİH
Teravih, Ramazan ayında her gece kılınan bir namazdır. Yirmi rekatlik teravih namazı cemaatle kılınır. Tek başına da kılınabilir. Ancak cemaatle kılınması makbuldür. Her iki rekatta selamla ara verilir. Bu dört rekatta bir olabilir. Bu aralarda dinlenme yapıldığı için, kelime anlamı olarak dinlenme, ara verme mânâsına gelir teravih.
İftar sonrası teravih, Ramazan’ın bütünleyici bir ögesidir. Bir günü oruçlu yaşayan bir mü’min teravih namazıyla bu ibadetini taçlandırır. Yüce Tanrı tüm inananların tuttuğu Ramazan orucunu kabul eyleye.
Teravih namazı sadece camide kılınmaz. Evlerde veya başka toplu mekanlarda kılınabilir. Mesela cezaevlerinde...Kılınır kardeşim. Neden olmasın? İşte bir örnek: Boğazlıyan Cezaevi’nde kılınan bir teravih namazı.
Bir Ramazan arifesinde Boğazlıyan Cezaevi’ndeki tutuklu ve hükümlüler oturup meşveret ettiler. Hem oruç tutacaklar, hem de teravih kılacaklar. Ancak teravihi kim kıldıracak? Cezaevi yönetimi imam konusunda yardımcı olmaya çalıştıysa da bu mümkün olmadı. Çareyi yine tutuklu ve mahkumlar buldu. İçlerinden biri Kur’an okuyor. Ezberi var. Kıraatı düzgün. Ona dediler ki:
“Senden iyi hoca mı olur? Gel, sen gıldır şu terafiyi...”
Adamcağız kabul etti. İyice hazırlandı. Okuyacağı sure ve ayetleri bir kez daha gözden geçirdi. Bir de müezzin buldu kendisine yardımcı. Ramazan arifesi akşamı tutuklu ve mahkumlar abdest alıp teravih saatini beklemeye başladılar. Beklenen an geldi. Müezzin kamet getirip “Salat-ı terafiye niyet!” nidasıyla cemaati teravih namazına davet etti. İmam efendinin “Allahuekber!”iyle cemaat de:
“Niyet ettim terafi namazına...Uydum imama!” deyip namaza başladı.
İmam namaz surelerini bilinenlerden değil de kendi ezberindekilerden seçmede. Hem de uzun sureler okuyor. Cemaat istiyor ki çabuk kıldırsın. Sureler uzadıkça cemaatde oflamalar, puflamalar... İmam işin farkında değil. O sanıyor ki sureleri ne kadar uzun okursa o kadar takdir edilecek. İlk dört rekatın sonunda selam. Salavat. Tekrar tekbir ikinci dört rekatta da hoca bildiğini okumada. Cemaatin tansiyonu tırmanmada.
Üçüncü dört rekat aynı minval üzere devam ederken bir mahkum dayanamadı. Bozdu namazı. Geldi yakasından tuttu imamın. Gözleri çakmak çakmak:
“Ne ki la?..Ne ki la?.. Ne uzadıp duruyon? Gulhüyle innatayna nemize yitmiyo?.. Gavırı Müslüman mı idecağan?”
Sonra söylene sokrana terk etti namazı. Bir sigara yakıp öfkesini dindirmeye çalıştı.