4
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
1290
Okunma

Kapatın şimdi gözlerinizi.. Evet, evet kapatın..!
Madem huzuru yaşarken bulamıyoruz çoğumuz.. Bizde hayalimizde canlandırırız…
Düşünün şimdi..! Önünüzde uçsuz bucaksız bir deniz.. Yukarıda deniz kadar güzel güneşli bir gökyüzü..
Daha ne istersiniz çevrenizde hadi onlarıda ekleyin… Belki biraz ağaç, belki arkada bulutların arasında kaybolmuş dağlar.. Yani kısacası aklınıza huzur dediğiniz ne geliyorsa.. gözlerinizi kapattığınızda size ait tabloya ekleyebilirsiniz…
Bazen huzuru bekleriz.. İçin için durakta bekler gibi.. birgün gelip bizi bulacağını düşünerek.. hiç azalmadan özlem duyarak.. Evet beklemek güzeldir.. Ama doğru durakta olursa..
Dünyayı hayal gücü döndürür demiş ( Albert Einsteain)
Yaptığımız her şey hayal kurarak başlar.. Hayat herkes için, hayalleri gerçekleştirmek ve yapabileceğinin en iyisi, olabileceğinin en güzelinin peşinden gitmektir..
Belkide şu an yaptığımız budur.. Hayal edip içimizde bize ait özel huzuru oluşturmak.. Veya huzuru beklemek yerine kendi huzurumuzu yaratmak..
Evet her şey her daim mutlaka elimizde değil.. Dini yönlerini söylemiyorum.. Huzurun islamda olduğunuda dile getirmiyorum.. Bu kişinin kendi hayaliyle açlık çeker gibi özlemle, huzuru beklemesi.. Kendi itiraflarından kaçarak şu keşmekeş yaşamlarımızda illa birileri yanımda olmalı aman kırılmasın diye düşünmeden bencilce sadece bize ait huzuru arzulamak..
Huzurun bir tanımlaması varsa eğer… Huzur kişinin (An) da olmasıdır..
(Sahip olmak istediklerimiz / emellerimiz sahip olduklarımız / imkanlarımızdan az ise veya tersten söylersek; sahip olduklarımız / imkanlarımız sahip olmak istediklerimiz / emellerimizden fazla ise huzur vardır.)
Demek ki, mutlu olmadan huzurlu olunabilir ama, huzurlu olmadan mutlu olunamaz.
Hala kapalımı gözleriniz.. ?
Düşünün şimdi…
Sanki bir deniz kıyısında yürür gibiyiz. İleride Ölüm durağımız olan bir burun var. Her adım atışta o buru¬na biraz daha yaklaşıyoruz ve geride bir ayak izi bırakıyoruz. Şimdiye dek ne kadar ayak izi bıraktık acaba? Ve hangi adımla¬rı, hangi niyetle, ne yöne attık?
Kimbilir.. Ama yürürken kaçımız ohh yahu ben huzuru buldum diyebilir ki..
Ben çok fazla olduğunu sanmıyorum.. Hayal etmekte bile kıtlık çektiğimiz huzuru yaşarken denk gelerek içine tartop olup yaşamak çok fazlamıza nasip edilmemiştir..
Biliyoruz hayat hem vazgeçilemeyecek kadar uzun.. hemde göz açıp kapayacak kadar kısa..
O halde..Madem ki ömür sermayemizle dün¬ya çarşısına alış-verişe çıktık, yol için ne lazımsa en güzellerini almaya bakalım….
Kapatıp gözlerinizin istediğiniz huzur hangi renk, hangi tat, hangi kokuyu taşıyorsa
Buyrun hayal kurun…!
Alıntı küçük bir hikayeyle.. Başınızı daha fazla ağrıtmadan.. Yazıma Saygılarımla son veriyorum..
Huzurla VE Sağlıkla Kalın….
Bir gün bir kral ama halkı tarafından sevilen bir kral, huzuru en güzel resmedecek sanatçıya büyük bir ödül vereceğini ilan eder. Yarışmaya çok sayıda sanatçı katılır. Günlerce çalışırlar, birbirinden güzel resimler yaparlar. Sonunda eserleri saraya teslim ederler. Tablolara bakan kral sadece ikisinden hoşlanır. Ama birinciyi seçmesi için karar vermesi gereklidir.
Resimlerden birisinde sakin bir göl vardır. Göl bir ayna gibi etrafında yükselen dağların görüntüsünü yansıtmaktadır. Üst tarafta pamuk beyazı bulutlar gökyüzünü süslemektedir. Resim bakanları mükemmel bir huzur resmi olduğunu düşündürecek kadar güzeldir.
Diğer resimde de dağlar vardır. Ama engebeli ve çıplak dağlar. Üst tarafta öfkeli bir gökyüzünden boşanan yağmurlar ve çakan şimşek resmi daha da sıkıntılı hale sokmaktadır. Dağın eteklerindeki bir şelale ise insana gürültüyü, yorgunluğu hatırlatacak kadar hırçın resmedilmiştir. Kısaca resim, pek de öyle huzur verecek türden değildir.
Fakat kral resme dikkatli bakınca, şelalenin ardında kayalıklardaki çatlaktan çıkan mini minnacık bir çalılık görür. Çalılığın üstünde ise anne bir kuşun örttüğü bir kuş yuvası göze çarpmaktadır. Sertçe akan suyun orta yerinde anne kuşun kurduğu yuva, harika bir huzur ve sükun örneği sunmaktadır izleyenlere....
Ödülü kim kazandı dersiniz? Tabi ki ikinci resim... Kralın açıklaması çok da
uzun değildir:
Huzur hiçbir gürültünün sıkıntının yada zorluğun bulunmadığı yer demek
değildir. Huzur bütün bunların içinde bile yüreğimizin sükun bulabilmesidir.
26/06/2015