EYLÜL II
Eylül ayı, yılgınlık ve umarsızlık ayıdır. Sararan yaprakların hüznü kaplar içimizi. İçimizi kaplayan bu hüzün ile eylül yağmurları altında birbirimize sarılmalarımız… Ve yağmurla birlikte başlayan eylül sevişmelerimiz. Bu sevişmeler ki: utangaç genç liseli âşıklarınkine benzerdi. Eylül yağmurları ile sevişlerimiz birbirine karışırdı yapraklarını sararmaya başlayan ağaçların altında. Bununla birlikte hüzünlü ve içli şarkılar dinleye başlardık. Dinlediğimiz bu şarkılara mırıldanarak eşlik ederdik. Kendimizden geçerdik bu eylül aylarında. Bu anlarımızla birlikte sahilde uçuşan martılar gibi sevinçliydik. Nasıl ki: martılar gökyüzüne ve eylül yağmurlarına “özgürlük” diye haykırıyorsa bizde bu martılar gibi aşkımızı eylül yağmurlarına yazardık. Biz de martılar gibi sona yaklaşmakta olan eylül ayında haykırışa geçerdik.” Eylül de eylül ilada eylül derdik.” Bu haykırışlarımız ve yapraklarına sararmaya başlayan ağaçların altındaki sevişmelerimiz eylül yağmurlarına karışıp sonsuzluğa uzanırdı. Haykırışlarımızla özgürlük semalarına yol alan martılar, eylül ayının hüznü ve eylül sevişmeleriyle sona eren eylül ayı. Ve haykırışlarımız… Başka eylüllerde buluşmak ve aynı hisleri yaşamak dileğiyle… “Eylül de eylül ilada eylül.”

MAŞUK GÜLTEKİN