STRES, EN KÖTÜ HASTALIK.


Hayat akışında sürer yolculuk. bir koşuşturmacadır gider.Kimi çevreden uzak sakin yaşayışlarda, kimi içine düştüğü girdabın tam ortasında yada ucunda yada sonunda....
Delicesine başlar çaresizliklere çare aramaya.
İşte o andır ki...
Vücutta depremler olur. heyelan olur bakışlarda.
İnsan çabalar, sonucuna varamayınca, çaresizlik esir alır düşünceleri.
Bir zaman katlanır bu kör kuyuya.
Kendini sınar aklınca.
Ya sabırlara tesbih çeker, gücünün yettiğince.
Ya , akılda teslim olursa !!!

Sabrında bir sınırı vardır değil mi?
İşte, o sınırı zorladığımız andır ki, isyan bayrağı dikmiştir dil ,
Yada yürek yangınlarda, alevlerde tutuşur. Beyin de, hasara uğramanın telaşıyla, damarlar, kanı taşınmaz olur hicrelere ...
Kalp ritminde bir sarhoşluk peydah olur.
Beyinde pompalar durur havayı, açlıktan kan istercesine sancılanmaya başlar.
Düşünce gider , us; yerini saçmalık ve dipsiz kuyularda yok oluşlara terkeder kendini.
Bu durum karşısında, işçiler nasıl ki greve çıkar, fabrikada işler durur. ..
Aynı pozisyon vücutta vûkû bulur. Kenarda köşede kalmış pusuda bekleyen tüm mikroplar, alanı boş bulup, başlarlar vücudu kemirmeye.
İşte stres!
----------------------Hastalığa yatak hazırdır. Geçmiş olsun demekten başka, yapacak ne kalmıştır.Davetiye basıldıysa, düğüne gitmek icab eder hastane koridorlarında...


---------------------------ADALETİN SESİ.