18
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1247
Okunma

Hiçbir yazar hayatın o büyülü akıcılığına kendini kaptırabilecek kadar büyümemiştir. Şiirde, yazılarda, içindeki çırpınış akıcılığa isyan boyutlarındadır hep. Her hangi bir hayatı canlandırabilecek ve sonlandırabilecek kadar kuvvetli bir gücü parmaklarının arasında tutarken, kendi hayatının dümenine hâkim olamayacak kadar beceriksizdir.
Bu yüzden adaletsizdir yazar.
Anlayışsız, sorgulayıcı ve isyankârdır hep. Canlıya hayat veren yağmur damlalarının gökten yeryüzüne inişini mutlulukla değil de hüzünle seyretmesi bundandır hep.
/Ki ters giden bir şeyler olmalıdır hayatında/
Sorgu sınırlarına yaslanışının büyülü perdesinde, kendi acılarını perçinleyen, ardı sıra ekleyip zihnine çivileyen tırnakları mevcut ve uzundur ,her daim sivriltmeye hazır olduğu tırnakları ile ince ince kazdığı çukurlara kendi kendini düşüren yine o dur..
Her yazar acımasızdır, hayatın ona olduğu kadar.
Güçlü olduğu kadar yenik, yenik olduğu kadar adaletsizdir.
Adaletsizdir.
İnsanlığın hayatına fener tutarken önündeki taşları önemsemeyip düşebilecek kadar…
Her yeni düşüşte adaletinden şüphe ettiği Tanrı’ya devrik cümlelerin arasında sığınır.
…
…
…
Tanrı adaletsiz olsaydı, kitaplarını kendi yazardı!