Ödünç alınan son kuruşla ödenen ilk kuruş arasında tabii muazzam bir fark vardır. goethe
eğitimci/yazar
eğitimci/yazar

RAĞBET EDİLEBİLMEK

Yorum

RAĞBET EDİLEBİLMEK

0

Yorum

2

Beğeni

0,0

Puan

571

Okunma

RAĞBET EDİLEBİLMEK

KAZIM ÖZTÜRK
ÖZTÜRKÇE
[email protected]

RAĞBET EDİLEBİLMEK

İnsan olarak, başkalarının bize rağbet etmesini, bizimle ilgilenmesini, bizi öne çıkarmasını, bizden söz etmesini, bizim reklamımızı yapmasını isteriz. Bu, yaratılışımızda olan bir olgudur. Daha ileriye gidecek olursak şunları da söyleyebiliriz; insan iyiye koşar, kötüden kaçar. Bütün iyiliklerin kendisine gelmesini, kötülüklerin başkalarında olmasını ister!

Buraya kadar söylenenler doğru. Pekiyi, bu hususlardan yanlış ve kötü olanları törpülemek, yok etmek, sıfırlamak, bertaraf etmek mümkün değil mi? Tabii ki mümkün. Eğer mümkün olamasaydı; eğitimin yararı olmazdı. Eğer, kötülükleri yok etmek, yanlışlara dur demek, hataları gidermek için çaba sarf etmek yararsız ve boşuna gayret olsaydı, o vakit hiçbir insan hatadan, kusurdan, günahtan, yanlıştan dönmek için faaliyet içine girmezdi.

Yanlışı gidermek, kötülükleri sona erdirmek, günahlardan sıyrılmak daha doğrusu “TEMİZ TOPLUM” meydana getirmek için herkese lazım olan; otokontrol sistemine ihtiyaç bulunmaktadır. Buna nefis muhasebesi, nefis murakabesi, içe dönüş, kendini hesaba çekme, nefsiyle hesaplaşma da diyebiliriz. Otokontrol, aynı zamanda insana dinamizm kazandırır. İrademizin güçlenmesine yardımcı olur. Hayata daha sağlam bakarız. Ayaklarımızı yere daha güvenle basarız. Alnımız ak, yüzümüz pak olur.

İşte böyle bir zaman dilimindeyiz. Adına halk tabiriyle, “ÜÇ AYLAR” denilen ve Ramazan’a hazırlık niteliği taşıyan kutlu aylar! O yüzden ilk ay olan RECEP AYI’nın ilk Cuma gecesi idrak edilen REGAİB KANDİLİ’ni fırsat bilerek; kendimize rağbet ettirmek, kendimizin Allah’a rağbet ettiğimizi göstermek, rağbet edilen, güvenilen, emin insan statüsüne çıkabilen insan olabilmek için bu aydan itibaren, şimdiye kadar ne kadar; kusur, hata, suç, günah, kırılma noktaları, çizilen zikzaklar varsa hepsinden vazgeçmek, anamızdan doğduğumuz gibi tertemiz olmak, bütün yaratıklara; “yaratılanı hoş gördük yaratandan ötürü” anlayışı içinde hareket sergilemek gerekmektedir.

Kendimize rağbet ettirmek, herkesi kendimize hayran bırakmanın yolları; kendimize yapılmasını istemediğimiz bir şeyi başkasına yapmamak. Her yaptığımız işi samimiyetle, Allah rızası için yerine getirmek. Kötüler, ahlaksızlar, vatana, millete ihanet edenler, toplumda kötü olarak anılanlar dışında, kimsenin arkasından konuşmamak. Bize verilen bir görevi, dürüstçe, hileye kaçmadan, kimsenin ayağına çelme takmadan “adam gibi” yapmak.

Regaib kandili ve diğer kandillerden yola çıkarak, hayatımızın akışını değiştirmek zorundayız. Şunu asla unutmamalıyız; ne yapayım, bunca zaman günaha battım, ben bir daha iflah olmam, alışmışım bir kere bırakamam, Allah benim tevbemi kabul etmez… anlayışına girmek hayatımızda onulmaz yaralar açar. Hem kendimizi hem de toplumu geriye dönülmez felaketlere sürükler.

Hayatımızın her aşamasında, yaşantımızın her bölümünde mutlaka hatalar, günahlar, kusurlar vardır ve olacaktır. Çünkü insan demek; “nisyan yani hata yapan” demektir. Allah şöyle der; “eğer yeryüzünde günah işlemeyen insanlar olsaydı, ben onları helak eder, hata yapan insan yaratırdım.” Bir insan; devamlı içki içmiş, kumar oynamış, fuhuş yapmış, kötülüğü meslek edinmiş de olsa, şayet gönülden, içten gelerek tevbe eder, pişmanlığını ortaya koyarsa Allah o insanı bağışlar. İslâm’da umutsuzluk yoktur. Günahkar bir insan tevbe ettikten sonra Allah onun geçmişine bakmaz. Yani şunu demez; “sen ne hakla bana dua ediyorsun, senin evveliyatın kötülüklerle doluydu, sen perişan bir insandın…” tabir yerindeyse bir doktorun, hastalıklı bir organı ameliyatla alıp, sağlığına kavuşturması gibidir. Doktor veya diğer insanlar, o hastanın kesilen ve ameliyatla alınan organını devreye sokarak yargılarlar mı? Hiç akıllarına bile getirmezler, düşünmezler bile.

Rağbet edilmek zor değil. Şunu da söylemeden geçemeyeceğim; cennete girmek, cennetlik olmak da zor değil. Esasında günaha giden yollar parayla yani pahalı, sevaba, insanlığa giden yollar parasızdır. Neden parasız ve ödüllerle dolu olanı tercih etmiyoruz da, pahalı ve ücretli olanı benimsiyoruz? (21 NİSAN 2015)

Paylaş:
2 Beğeni
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Rağbet edilebilmek Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Rağbet edilebilmek yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
RAĞBET EDİLEBİLMEK yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Bu şiire henüz yorum yazılmamış.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL