41
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1664
Okunma

Irak’ta kanlı savaş bütün cephelerde olanca hızıyla devam ediyor.
Ünlü düşünür Bertrand Russel ’ Üç akıl dışı eylem vardır, bunlar din, savaş ve aşktır ’ der.
Büyük ölçüde haklıdır.Bu insanlık trajedisine son vermek için bize düşen görev, elimizden geleni yaparken, varlığımızı tehdit eden tehlikelere mantıklıca karşı koymaktır.
Emperyalizm çağın ağır ve en ciddi bunalımlarından birini yaşamaktadır.Çıkış yolu her zaman olduğu gibi savaş olarak öngörülmüştür ve başlatılmıştır, haksız da olsa , mantıksız da olsa.Artık geri kalan savaşın kendi mantığı çerçevesindedir.Ancak bu savaş izlediği strateji ve kullandığı güçlerin dizaynı açısından affedilmez yanlışlarla doludur.
1)Bu savaş ABD’nin ülkesel menfaatlerinden çok, dar bir kesimin menfaatlerinin korunması amacıyla başlatılmıştır.
2)Yapılan saldırı kutuplarını kaybetmiş dünyada,yeni kutupların oluşturulması sürecinde iletişim teknolojisinin gelişmesi sayesinde ,kaos içinde hızlı bir akışkanlığa dönüşmüştür.Bilgi akışı ,doğru enformasyon sağlanamamaktadır.
3)Dünyanın yeni askeri ve ekonomik eksenlerinin nerelerden geçeceği belirginleştirilmek istenirken dikkatlice gözden geçirilmemiş faktörler vardır.
Bu faktörler değişebilir ve değiştirilemez faktörler olmak üzere iki ana başlıkta ele alınmak zorundadır.
Değişebilir faktörler;Askeri güç, sosyal yapı,ekonomik güç dengeleridir.
Değişemez faktörler ise Ortadoğu coğrafyasındaki ülkelerin birbirine yakınlığı, sınırları,kültürel birlikleri (Din ve dil ) ve insanın ayakta kalma içgüdüsü olarak dikkate alınmak zorundadır.
En önemlisi tabi ki dünyayı her zaman değiştirme gücüne sahip olan beyin gücüdür.Bu kolay zamanda elde edilebilecek bir güç değildir.İnsanlık gelişim sürecinde taşıdığı sopanın ucuna taşı bağlayıp da, onu balta haline getirene kadar 50.000 yıl geçti.
Buradan hareketle, ABD nin Irak’ta başlattığı savaşı yakın bir zamanda kazanma şansının olmadığını, başlamadan kaybedilmiş bir savaş olduğunu söyleyebiliriz.Emperyalistlerin kabul edemediği azla yetinmemek ve paylaşmasını bilememektir.Fakat dünyanın somut koşulları neresinden bakarsanız bakınız, artık sosyal adalet dengelerinin, insanlık lehine , daha hakça olmasını zorunlu kılmaktadır.
Bir strateji uzmanı değilim.Ama ağzımı açarsam bazı medya kanallarındaki analistlere dünyanın kaç köşe , kaç bucak olduğunu ben size gösteririm diye bağırmak geçiyor içimden.
Her şeyden önce beni en çok üzen insanların suçsuz yere ölmesi ve ölenlerin niçin öldüklerini dahi bilmemesi.İşsizlikten paralı asker olmuş, içinde okumak idealleri varken idealleri çökertilmiş kaç bin asker vardır cephede kimbilir? Zavallı lejyonerler !
Dün üzüntümü dağıtmak için biraz dışarı çıktım,savaşın dehşeti günlerdir başımı ağrıttı,ağladım , yazdım küfrettim.Arkadaşıma gittim, ne düşündüğünü sordum: Asıl suçlu tanrı dedi !Çünkü o insanı yaratırken ölmeyi ve öldürmeyi de yarattı dedi.
Ama ben öyle düşünmüyorum; tanrı insana iyi güzeli doğruyu emretti.Hem ölüm olmasaydı yaşamın kıymetini nereden bilecektik? Emperyalizmin ve işbirlikçilerinin kanlı yüzünü nereden görebilecektik ?
Bir musibette bin hayır !
SÖZLERİMİ TV EKRANLARINDA OĞLUNU ARAYAN MEKSİKA’ LI BİR ANNE İÇİN YAZDIĞIM AĞITLA SONLAMAK İSTİYORUM.
OĞULDAN ANNEYE
Binlerce mil uzaktasın
Benim için meraktasın
Unut beni unut anne
Sen de kanlı tuzaktasın
Ben Irak’a gelir miydim
Hiç uğruna ölür müydüm
Bize yalan söylemişler
Suçsuz insan vurur muydum ?
Mantığı yok bu savaşın
Her an için darda başım
Bush Blair dans ediyor
Kan içinde gözüm kaşım
Gerçek hiç söylenmeyecek
Oğlun geri dönmeyecek
Okyanus dibinde gemi
Dönerken battı denecek !
Yeryüzünün tüm annelerine sevgilerimle.
Şaban AKTAŞ
06.04.2003
Not:Beş yıl önce kaleme aldığım bu yazıyı uygun bulduğum yerlere o tarihte göndererek dolaylı paylaştım.İlk kez açıkça yayınlanmaktadır.