9
Yorum
3
Beğeni
0,0
Puan
2142
Okunma
Hayatta her insan, derinlerde bir anlam arayışına girer. Kimileri bu anlamı servette, şöhrette ya da geçici mutluluklarda bulmaya çalışır. Biz ise o anlamı, Allah’ın çizdiği kader çizgisinde, sabrın, teslimiyetin ve tevekkülün gölgesinde bulduk.
Kadere iman eden bir kalbin derinliği; ne zenginliğin ihtişamında, ne makamların cazibesinde, ne de dünyanın gelip geçici zevklerinde bulunur. O kalp bilir ki, dünya nimetleri birer imtihandır. Asıl huzur, Allah’ın takdirine razı olmakta, her hâlükârda O’na sığınmakta gizlidir. Kaza karşısında sabreden, zorluklara karşı direnen, teslimiyetle yürüyen bir kulun kalbinde öyle bir dinginlik vardır ki, hiçbir dünyevî nimet onun yerini tutamaz.
Mutluluğu geçici şeylerde aramadık. Ne hastalıktan şifaya kavuşmakta, ne yoksulluktan zenginliğe ulaşmakta, ne de evsizken bir yuva kurmakta... Elbette bunlar birer nimettir. Fakat biz, mutluluğun kaynağını bu dünyada değil, Allah’ın iradesine rıza göstermekte, imtihanlara sabretmekte ve tevekkülle O’na yönelmekte bulduk.
Dedik ki: Dünya bizi avutmamalı. Çünkü gerçek huzur, yalnızca Allah’a yakın olmakla mümkündür. Yaptıklarımızda daima insanlığı gözetmeye çalıştık; menfaati değil. Çünkü biliyoruz ki, büyüklük yalnızca Allah’a mahsustur. Biz ise ancak aciz kullarız; bazen şaşar, bazen yanılırız. Ama her seferinde O’na yönelir, O’ndan af dileriz.
Benim diyebileceğimiz hiçbir şey yok aslında... Sahip olduğumuzu sandığımız ne varsa, O’nun bir lütfu, bir emaneti. Varsa da sadece günahlarımızdır; onları da ancak sonsuz merhamet sahibi Rabbimiz affedebilir.
Bu yolda bize düşen; takdiri kabul etmek, tevekkülle teslim olmaktır. Acıda da sevinçte de aynı tevekkülle yürümektir. Çünkü biz, her hâlükârda Allah’a güvenen, O’na sığınan, O’na teslim olan kullarız. Biliriz ki hayatın her anı bir sınavdır; ve bu sınavda en büyük kazanç, Rabbimizin rızasını kazanmaktır.
Taha Bilal Mustafa Kekeç