Bir konuya dair özlemek ve sevilmek! ne garip bir haz yıllar sonrasında bile bugünden bolca mukadderat var., ve bu işin içinde bir bit yeniği var... Sorgulamayı bırakalı uzunca zaman, yalnız başıma bankta oturmayalı iki üç gün geçmişti sadece ama ben bankta oturmaktan ziyade hayal kurmayı, bi sigara yakıp bira şişesinde gemiler yüzdürmeyi özlemiştim... En sevdiğim yazarları bile takip edemez oldum. Baksana ne boktan bir havası var bu şehrin ve senin bana bana iyi gelmeyeceğinin farkına varmam kaç zaman alır bilinmez , sen bana anlatsana. Tavuk kokuyor! Yanında pilav yok üstelik. Patates püresi de yiyecektik o da kızartmaya döndü son anda. Planlar tutmuyor hiç! valizler iki metre uzaklıkta! neyse siktir et yaşayasım var plansızca ve yarını düşünmeden günü değerlendirerek hiç gelmeyen kıskançlıklarım var senin üstüne, şimdi ise bunun adının sevgi mi yoksa başka bir şey mi olduğunu düşüneyim ben. Ne hallere soktum kendimi! Ulan anlamıyorum , aşksızlık üzerine tez yazıp en kral aşkı sollayacak kadar beceriye sahipken neden böyle boktan profillere bürünüyor bu iş! bence bu işte bir haksızlık var ! Mesela " Her kim ki soğuk otogar köşelerinde sabahlarsa o insan her şeyin en sıcağını hakkediyor" cümlesindeki boktan hayalleri bulunuz diyebilirim ve kendi yaşadıklarımla yazdıklarım arasındaki teoremlerle kendi kendimi çürütüp eskiden hep oturduğum o banka geri dönüp düzenli olarak içtiğim marlboro ve şişe biraya dönebilirim. Öyle olursa deli güzel olur. En azından kendimi dinler, seni sensiz izler ve gidişatla alakalı tüm sıçtırıboktan durumları objektifçe değerlendirebilirim. Kikiki! Alayı beş par etmez ki Aşık Veysel ,Aşk olsa da olmasa da... Neyse şimdi uzunca bir sie ve en afilisinden bir hadi eyvallah yine aynı alayına çünkü ben banka gidiyorum. Geriye dönüş yapar gibi zaman makinesine biniyorum. Öpüldünüz alayınız en müsait yerinizden



Mehmet Ali Orhun