Bahar mevsimi ile birlikte düğün zamanıda gelip çatmıştı millet evlenmek için
havaların ısınmasını beklemiş güneşin kendini göstermesi ile birlikte soluğu
nikah salonlarında almıştı,sokaklar süslenmiş gelin arabaları ve onların peşine
takılmış konvoylardan geçilmiyordu,korno seslerinden yayılan gürültü beynimin
içinde uğulduyordu,birileri evleniyordu evlenmesine ama evlenirkende milletin
kafasını bir güzel ütülemeyi ihmal etmiyordu,kendimi böyle bir olayın içinde bırak
düşünmeyi hayal dahi edemiyordum,herşeyden önce rahat bir tip değildim bu şamatayı
kaldırıp hazmetmek için geniş biri olmak gerekiyordu,gerçi büyük konuşmamak gerekiyordu
bekara karı boşamak kolaydı şimdilik böyle düşünüyor olabilirdim sonuçta bekarlığın
sultanlığını yaşamaya devam ediyordum,ve saltanatımada son vermeyi şimdilik düşünmüyordum
ama bu manzaraları gördüğüm zaman süreci uzatmam gerektiğine dair kuvvetli bir kanaat bende
hasıl oluyordu,toplumun beklentisi düğün yapmaya yönelik olabilirdi bu bir gelenekte olabilirdi
bunların tümünü kabul edebilirdim,ama duyduğum rahatsızlığıda saklayacak biri değildim,oturduğum
apartmanın önünde gece yarılarına kadar süren kına geceleri oluyordu uyuz bir klarnetçi üfledikçe
üflüyor ve gecenin karanlığını delen o kulak tırmalayacı ses bir hafta kulaklarımda çınlamaya devam
ediyordu,kına gecesi belki o akşam bitiyordu ama benim kafamın içindeki kına gecesi tüm hızı ile
sürüp gidiyordu,sanırım bu nedenle bahar mevsimi bende ciddi manada alerji yapıyordu bu mevsimin
gelmesi bir çok insanda farklı çağrışımlar yapabilirdi,olumlu etkiler uyandırabilirdi ama bendeki
etkisi pekte güzel cümleler ile tanımlanabilecek türden değildi.