Yaşadığımız şu çağda paradigmalar hızlı bir şekilde değişiyor , bir yandan bilişim dünyasının getirdiği inanılmaz teknoloji diğer yandan bu teknolojinin insanlar üzerinde oluşturduğu manevi değişim ve manevi çöküntü..
Bu çağda oluşan manevi güç kaybımızın aslında temel sebebi , insanlar tarafından geliştirilen ve var edilen teknolojiden ziyade , bir takım küresel güçlerin oynadığı korkunç oyunlar ve insanlarımızın bu oyunlar karşısında basiretsiz kalması , nefs mağlubiyeti yaşaması , duygusal bağlarının koparılıp etik değerlerden yoksun , dini değerlerden tecrit hale getirilip yeni dünya düzeninin vagonu haline getirilme sürecidir.
Bu süreci değindiğimiz güçler ustaca ve sindire sindire uzun vadeli projelerle gerçekleştirmektedirler. Son kale İslamiyet ve islamiyetinin mensubu müslümanlar kalmıştır..
Küresel güçlerin en önemli ve etkili silahını kitle iletişim araçları oluşturmaktadır.Televizyonlar dur durak demeden son derece seviyesiz tv programlarını milletimze empoze ederken , zerre kadar kalite teşkil etmeyen reklamlar yayınlanmakta , çocuklarımızın seyrettiği çizgi filmlerine varana kadar kasıtlı yapılan subliminal mesajlarla dolu , şiddet ağırlıklı , cinselliği vurgulayan, teşvik eden , şeytani kötümser karakterli subjelerle yeni nesillerimizin bilinçaltları etkilenerek zehirlenmektedir.Ana haber bültenlerinin büyük çoğunluğu yaşanan cinayetleri,kaus karmaşa vb.. göstermekte insanlarımız psikolojik olarak demoralize edilmektedir. Magazin programlarında sürekli boşanma haberleri verilerek bu ahlaki dejenerasyon sanki normalmiş gibi hatta ve hatta moda gibi senare edilmektedir.Dizilerde eşlerin birbirini aldatması sıradan bir durummuş gibi gösterilmektedir.Tesettürlü kadınların yarı çıplak fotoğrafları internetlerde gösterilmekte sanki bütün kapalı hanımlar böyleymiş algısı oluşturulmakta , açık olan bayanlarında aa bunlar böyleyse o zaman bizde yaparız algısını psikolojik olarak bina etmekte arada kalanaların kafaları karışmaktadır.Çoğu Avrupa ülkesinde eşcinsel evlilikler normal karşılanmakta devlet tarafından teşvik edilmektedir. Bunun yanında Adalet Bakanlığı Adli Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğü’nün yayınlarına bakacak olursak da cinsel saldırı toplam olarak 2012 yılında 18 bin 351, çocuğun cinsel istismarı 33 bin 992, reşit olmayanla cinsel ilişki 14 bin 169, cinsel taciz 25 bin 472 sayısına ulaşmıştır. Yani, toplam 2012’de bu konudaki tecavüz meselesi ve diğer saydığım konular 91 bin 979’a ulaşmaktadır. Tüik’in (Türkiye İstatistik Kurumu) verilerini okumayan/bilmeyen varsa, bir kez daha hatırlatmayı boynumun borcu olarak görüyorum.Son 15 yılda; 241 polis, 91 asker, 17 özel timci, 15 korucu, 45 gardiyan tecavüzden yargılandı ve hiçbiri ceza almadı.
Son 5 Yılda çocuk tacizleri % 847, çocuk tecavüzleri % 986 arttı. Çocuk cinsel istismarında dünya’da ikinciyiz.
Sadece 2002-2008 arası 62 bin kadına kayıtlı tecavüz olayı var.
Yani 62 bin nefese geçmeyecek izler, kabuslar, travmalar, acılar…
Tecavüz kurbanlarının %70’i tecavüzcüyü tanıyor.Tecavüze uğrayan kadınların %54’ü bunu 18 yaşına gelmeden yaşıyor.
Mağdur kadınların yüzde 40’ı asla şikâyetçi olmuyor. Şikayetçi olmama sebebi; korku ve suçun cezasız kalacağını bilmeleri.
Kadına yönelik şiddet tecavüzle kalmıyor;
Adalet Bakanlığı’na göre cinayete kurban giden kadınların sayısı son 7 yılda yüzde 1,400 yükseldi.
2002 yılında 66 kadın öldürülürken 2009 yılının ilk yedi ayında bu sayı 953’e çıktı.Küçüklerde büyüğe saygı , büyüklerde küçüğe merhamet kalmamaktadır.Gelecek nesillerimiz akıllı telefonlarının tutsağı haline gelmiştir.Bilişim teknolojisinin deryalarından istifade etmeyip şiddet içeren , yeni dünya düzenin altyapısı için kurgulanmış oyunlara teslim olunmuştur. Bunun neticesinde insanlar duyguszlaşmış , makineleşmiş antisosyallik her gencin özelliği haline gelmiş , insanlar samimiyetten yoksun kalmış, para her şeyi çözer anlayışıyla manevi duygular dumura uğramıştır.Gençlerimiz bu manevi çöküntü neticesinde kendilerinde oluşan boşluğu doldurmak için uyuşturucu bonzai vb.. tehlikelere yönelmiştir , son 10 yılda uyuşturucu oranında büyük bir artış görülmektedir sigara kullanma yaşı çok aşağılara düşmüştür , gençlerimiz alkol ve nargile bağımlısı olmuştur.
Bir düşünelim bu yaşadığımız çağda gerçekleşen olaylar siz ce tesadüf mü ? yoksa insanlığın son kalesi İslamiyet ve mensupları müslümanlar değişime uğratılıp yok edilerek kıyametin senaryosu mu hazırlanıyor karar sizin !
YAZAN
Kemal BİRCAN