Neden, hangi konu ile ilgili tartışıldığını tam anlayamadım, bilmiyorum. Gerçi tek taraflı yapılan bir taarruza pek tartışma da denilmezdi ya.. Giyim kuşamı ve konuşmalarının toplamından kent kurallarının oturması için çaba gösteriyorum mesajını vermeye çalışan bayan ; özel görev elbisesine rağmen üzerinden taşra mahcupluğunu henüz atamamış gence verip veriştiriyordu:
-Ne biçim insansınız! Bunları ne zaman öğreneceksiniz!

Genç sadece bir şeyler demek için konuşmaya çalışıyordu. Bilerek bir kuralı çiğnemiş hali de yok gibiydi. Kendini biraz savundu. Ancak tutturamıyordu. Bayansa ha bire sesini yükseltiyordu. Bayanın yanında iş arkadaşıymış gibi duran bir adam vardı. Bu adam biraz endişelenmiş olacak ki elini gencin omzuna yavaşça götürüp usulca dokunur gibi yaptı.
-Boş ver boş ver, dedi. Adamın yüzü görünmüyordu ama tavır ve hareketlerinden olgun birisi olduğu belliydi. Kadın sonunda el kol harekeleri yaparak zaten bunlara değmez lanetlemesiyle yoluna devam etti, adam da peşine … Giderayak da kadın; hep o bildik sözleri bir daha tekrarladı;”Allahın dağından alır getirirsen böyle olur ,işte!”
Kadıköy’de rıhtıma yakın bu cadde yine bildik yakınmalara şahit oluyordu.
Ama kent artık tepkileri duya duya olgunlaşmıştı. Herkesi seviyor gibiydi.


Ahmet ÖZTÜRK Kadıköy (10.10 2002)