5
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
1375
Okunma
Yıl 2014, ailelerin ve arkadaşlıkların birbirinden koptuğu yıllardan bir tanesi. Evet teknoloji bir harika ama bir o kadarda saçma olabiliyor bazen. İnsanlar neden hep ah çekip eski günler der, bunu herkes düşünüyor tabi ki… O eski günlerde farklı ortamlar vardı. Aileler ve arkadaş ortamları bambaşka idi. Konu komşu hep iç içe idi ve günler, geceler harikaydı. İnsanoğlu bu yüzyılda çok farklı kalıplara girmiş durumda. Hele güven denen bir şey yok gibi, insanlar en ufak bir sorunda bile artık çok kolayca yalan söyleyebiliyorlar. Hatta yalan söyleyenlerin yüzü bile kızarmıyor. Güven ve yalanlar bir kenara insanlar artık bir değil birkaç maske takabiliyor. Gerçekten yıllarca görüştüğün bir insan, güvendiğin bir kişinin yüzünde bile maskeler değişebiliyor.
Bu insanlık bu Dünya nereye gidiyor gerçekten bilmiyorum ama çok korkuyorum. Hayat bazen insana çok acı oyunlar oynayabiliyor. Bazen çevrende onlarca insan olmasına rağmen kendini yapayalnız hissedersin. Boşlukta gibisindir anlam veremezsin yaşadıklarına. Hele birde dul bir kadınsan hayat daha zor bir hal alır. Tacizlere uğrarsın ve sesini çıkaramazsın bile bazen. Adının kirlenmesi korkusu veya işten atılma korkusu sarar o kadını ve kimse anlamak istemez. Kimse hayat hikayesini dinlemez hemen verir hükmü der ki; mecazi olarak kesin kuyruk sallamıştır. Evet erkeklerimiz dul kelimesi duyduğunda çoğunun aklından geçer, ben bunu yatağa nasıl atabilirim. Düşünmez ki o kadın ne acılar çekti, neler yaşıyor. Bunları bilmek istemez çünkü amacı bellidir.
Hayat çok acımasız her insan için adil değil. Her insanoğlunun istediği mutlu olmaktır. Bazıları mutlu olduğu halde başkalarının mutluluğunu kıskanır fesatlık ve fitneler girer içlerine, ortalığı karıştırmak için çabalar durur. Kimi insan evinde, kimisi işinde mutsuzdur. Farklı yerlerde mutluluğu ararlar, hiç mutsuz olduğu durumu düzeltmek istemez, olmuyor der çekilir kenara ve kestirip atar. İnsanoğlu küçük şeylerden mutlu olmasını bilemez. Oysa mutlu olabileceğimiz o kadar çok sebep vardır ki… Bazen şükretmeyi bilmiyoruz sanırım.
Şükredelim ki ellerimiz tutuyor, gözlerimiz görüyor, ayaklarımız yürüyor, kulağımız duyuyor ve o güzel kalbimiz tık tık atıyor. O yüreğimizdeki sevgimizi çevremize, arkadaşlarımıza yansıtalım. Bazen mutlu olmasak ta polyannacılık oynayalım…
Nursemin DOĞAN
03.11.2014
01.15