Zaman kavramını cömertçe heba etmede üstüme yoktu bir bozuk parayı harcar
gibi zamanı tüketmiştim,bir çok şeyi zamanında yapmak gerekiyordu her şey
sıcağı sıcağına olduğu zaman bir anlam ifade ediyordu geç açan bir çiçek
olmak iyi bir şey olmasa gerekti,istediğin zaman güneşi etrafında bulamıyordun
ve solup gitmen sözkonusuydu ben olsa olsa ancak çölde yaşamaya çalışan yabani
bir kaktüs olabilirdim nadide güzelliği olan bir çiçek olmayı asla başaramamıştım
çünkü zaman kavramı bana uymamıştı bende ona uyum sağlayamıştım çok hızlı akıp
geçmişti zira ben o kadar hızlı hareket eden biri değildim her şeyden önce keyfine
oldukça düşkün biriydim acele etmeyi sevmiyordum bir kamlumbağa gibi yavaş yaşamak
hoşuma gidiyordu tadını çıkara çıkara ilerlemekten yanaydım koşmak bana göre değildi
leylek gibi olan bacaklarım hiç bir zaman hızlı bir tempoda olmamıştı alışık değillerdi
yemek yerken bile lokmaları hemen yutan biri değildim ağzımın içinde evirip çevirip
duruyordum gören bir kişi beni yemek yerken sakız çiğniyor sanabilirdi,sabahları sıcaktan
mayışmış bir kediden farkım yoktu yatağın içinde uzun uzun gerinirdim ve bir sevgiliden
ayrılır gibi yataktan ayrılmam kolay olmazdı evet anlayamamıştım,geriye dönüp baktığımda
ne de çok şey arkada kalmıştı,keşke demek istemiyorum çünkü bu laftan hoşlanmıyorum ama
sanırım geçte olsa bir şeyi iyice anlamıştım avının peşinde olan lanet bir afrika kaplanı
gibi hayatı yaşamak gerekiyordu,müthiş bir hıza sahip olmadığın zaman sadece avucunu
yalıyordun ve avuç yalamak ise hiç bir zaman senin karnını doyurmuyordu...