Kocaman kocaman üç nokta vardır insanın hayatında.
Anlamı nedir ki bunun?
O an yaşadığına, söylediğine göre farklılık gösteren.
Sade ve o kadar da kuvvetli.

…

Gerisini getiremediğimiz onlarca cümle onlarca düşünce. Bırak kalsın onlar o üç noktada. Sürekli bir şeyleri anlatmaya, açıklamaya ihtiyaç duyma o noktaları koy ve git! Bırak karşındaki nasıl anlıyorsa öyle kalsın.
Neler dile getirilmedi ki şu üç noktada.

Özlemek dedi bazen özlemek…
Bir kelime, yedi harf söylemesi sadece. Birkaç saniye dilimizden geçip giden o kelimedir aslında ömrümüzü paylaştığımız.
Bir hikâye vardır bilir misin?

Çok eskiden askere giden gençlerden gelen mektuplar köy meydanında okunurmuş. Bir genç gitmeden önce “her mektubumda o üç nokta sana olan sevgim, özlemim olacak.” Demiş sevdiğine. Birkaç ay sonra mektup gelmiş. Genç, mektup da herkesi sormuş, her şeyi anlatmış siyah benekli ineği bile dile getirmiş. Her mektubu köy meydanında okunurken, mektupları okuyan adam mektubun en son satırındaki üç noktadan bahsetmiyormuş tabi. Sonra mektuplar babasının evine gelmiş. Sevdiği, onlara gittiğinde mektupları açmış ve yazmaya başlamadan önce ve bitirdikten sonra üç nokta koyduğunu fark etmiş genç adamın. İki damla gözyaşı akmış gözlerinden…
Yıllar sonra çocuklardan biri mektubu okurken; “annemden bahsetmemişsin hiç baba.” Demiş. Babası annesine bakmış annesi babasına. Anne; “ her mektup geldikten sonra bir sonraki mektuptaki üç noktayı özlerdim...”
Demiş.

Düşünüyorsun değil mi?
Bazen de o kadar anlamlı işte.
Huzur verici…

Başlangıç olur. İyi ve sağlam bir başlangıç. İnsan şu dönem kullanır üç noktayı. Ya tamamen bitirir ya da başlar.
Hayallerini düşünür düşünür, anlatır. Sonra birden susar. Diline sığdıramaz çoğu kez o düşlerini, amaçlarını.
Anlayacağın şu üç noktaya muhtaçsın.
Her zaman anlamlı, güzel, huzur verici olmaz.
Birçok şeyi anımsatır mesela.
İçine oturan o ağırlık senide ağırlaştırır. Oturursun bir yere. Hareketsiz. Fazla sakin. Birileri sürekli bir şey anlatır karşında telaşlı telaşlı.
Sessizce gözyaşların konuşur sonra.
Kalkıp gidersin oradan kimseyi dinlemeden.
Geride bıraktığın o üç nokta el sallar sana.

…


KÜBRA GÖK