Yazık
karanlığın bağrından kopup gelen yorgun atların soluk sesleriyle uyanıyorum kaç gündür.
dilimin ucuna pelesenk olan şarkılarda arıyorum huzuru, hiç biri tesir etmiyor.
Kaç gündür doğru dürüst uyamıyorum en ufak bir kapı gıcırtısına yahut ayak sesinde irkiliyorum hemen
sürekli halisyonlar görüyorum ve boğazımdan kan akıyor çenemi oynatamıyorum
ve nedenini bilmediğim bir şekilde geçmişim takılıyor göz perdelerime
babamın atıyla yolculuğa çıkıyorum bazen yemyeşil başaklar arasında sonra orada ölüyor babam
biliyorum yakında bende öleceğim
Biliyorum çok yakında öleceğimi
ama doktorun beni ahmak yerine koymasına tahammül edemiyorum
ne demek turp gibisin ulan içimin çürümesini benden iyi mi bileceksin?
kalbimi hissetmiyorum
durup dururken kaybeder mi kalbini insan?
en son ne zaman aşık olmuştum
ne zaman birini öpmüştüm yeminle bilmiyorum
geçen gün doktorla konuşuyordu annem
kapı aralığından dinledim onları ’iyi bakın’ diyordu doktor
son günlerini iyi yaşasın falan filan işte
o günden beri hastahaneye gitmiyorum ilaç kullanmıyorum
evdekiler bana her zamankinden daha iyi davranıyorlar vs vs
yazık diyorum keşke şimdi ölseydim de
acımasaydılar bana
Barış Çiçek
YORUMLAR
durup dururken .. tam da böyle kaybedersin yaşamayı göz hizandan
Yaşayan ölülerle ölümsüz yaşamın hududunda ilk ihlal
belirler kimin kazandığını..
Aşkın yinelediği
yenilediği
yendiği
hep
'ilk insan'dır. . .
hayal-i zıll tarafından 1/29/2015 2:18:18 AM zamanında düzenlenmiştir.