5
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
657
Okunma

Gözlerimi kapatıyorum, ellerimi iki yana açıp rüzgarı hissederek.
Hafif ve bir o kadar rahatlatan İzmir rüzgarını. Burnuma gelen sahlep kokusuyla huzur buluyorum oturduğum sandalyede. Ay ışığındaki bulanıklığı silip süpürüyorum elimle. Gökyüzündeki yıldızlarla oynuyorum biraz da. Uzanıp birini alıyorum yerinden.Yeryüzünden sevinç çığlıkları yükseliyor birden.Gerçekleşen dilekler sayesinde elime kayan yıldızı atıyorum denize. Günler önce taşındığımız Ege’ye bakan evin balkonundan.
Çocukluğumu büyüten ikinci anneme sarılıyorum geceleri. Bağrına basıyor beni her defasında mavisinden uzatarak biraz da. Uykusundan ödün veriyor beni uykusuz gördükçe. "Ege ,diyorum içlenerek, Ege anne!"
Bütün sıkıntılarımı biliyor gibi saçlarımı okşuyor,gözlerimi örtüyor, gözkapaklarımı iyileştiriyor teklifsizce. Güçsüz bedenime veriyor bütün yaşama sevincini,kalbini hissediyorum.En çok da kalbimin güce ihtiyacı var bugünlerde.
Önceleri dilime düşen kelimelerin hızına yetişemezdim.Şimdi ise yavaşlayan parmak uçlarıma kızıyorum içten içe. Bazen gözlerimi kapatıp dün kapattığım defterleri açıyorum içimde. Kül yığını bir kalabalık, duman kokusu...
Gözlerimi açıyorum alelacele...Koşarak karışıyorum kalabalıklara.İsi kokmayan,bulanık olmayan kalabalıklara. Bir saniyelik bir gecikme ile karıştığım cümleler mahvedecek beni, hakim olamayacağım kalbimin gürültüsüne. Gözlerimi açtığımda kolumu morartan iğneler korkutacak.
Yine mi?
Yine mi diyeceğim kendi kendime?
Dayanamayacağım bu sefer biliyorum. Bir artçı sarsıntıda dağılacak dört duvar, kolonların arasında sıkışıp ölecek bütün düşüncelerim.
Gözü açık bakıyorum işleyen caddelere, göğü kaplayan yıldızlara. Elimi götürüyorum hala çarpan kalbime. Sesini dinliyorum durup.
Birbirine zıt hayatlar yaşıyoruz, birbirinden farklı hayaller kuruyoruz.
Kiminin düşleri alt üst oluyor bir gecede.Kimisi de sevinçten çığlıklar atıyor sabah vaktinde. Biri bir hayatı yıkıp başka biriyle hayat kuruyor, bir diğeri de yıkıntıların arasından çıkarak yaralarını pansuman ediyor umutla. Bazıları dünyasını kurduğu yüzü, melek suretine koyarak atıyor imzaları; ötekini ölümün pençesine düşürüp şeytan kılıfını uydurarak günahlarına.
Korkaklar korkularıyla yüzleşmekten korkuyor ömür boyu, cesurlar ise korkularına yabancı kalmaktan.
Hep bir şeylerin telaşı, yarım kalma korkusu en çok da.
Biteviye yenilgiler,sarsılmaz inançlar, adice oyunlar, tuhaf giyimli korkuluklar.
Hepsi birinden, ötekinden.
İyiyim Ege anne!
Kollarımdaki iğne izlerine üzülme, beynimdeki leke daha acı verici.
Acı bedenimden çok hücrelerimde.
İyiym Ege anne!
Hala bir yarın var avuç içlerimde.
Durgunluğun yok oluşumdur benim, yok olmak değil de korkum...
Sen es yine. Gel gece yarıları.
Bir an tutamadan mavisini göğün, yıldızları atamadan denizlere öleceğim diye,
korkuyorum.
Es bu gece, her gece, es yine,
Ege anne!
Ben ölümü bile unuturum...
2015-Nuray KAÇAN
"Kanatlarını kaybetmesine rağmen hala uçmayı isteyen kocaman yüreklere..."
İZMİR