İnsanı eğitmeye, “insanlığı” öğreterek başlamalı.

”Hayatta hiç hata yapmadım.” Diye övünen kişi aslında “Hayatta hiç iş yapmadım.” Demektedir.

Düşünce adamı, fırtınalı bir havada demir alıp gemisini limandan kaldıran cesur bir kaptan gibidir.

Hiçbir karşılık beklemeden veren bir dost mu arıyorsun? Hemen eline bir kitap al ve okumaya başla!

Rüşveti, iltiması, yalanı, dolanı, haksızlığı, hırsızlığı, ahlâksızlığı, zulmü, ayırmayı, kayırmayı, iftirayı, adaletsizliği, vurgunu, dolandırıcılığı, üçkâğıtçılığı, eşitsizliği, açgözlülüğü, riyakârlığı, sahtekârlığı, namussuzluğu, kinciliği, nefreti, hıyaneti, dalkavukluğu, şarlatanlığı baş tacı edip de tarih sahnesinden silinmeyen bir tane toplum var mı?

Kitabın ömrünü okura söyledikleri belirler. O nedenle bazı kitapların ömrü çok kısadır, bazılarının ise binlerce senedir.

Soru sormak, düşünce dünyasında yapacağımız bir seyahatin hazırlığıdır. Sonraki aşama ise yola çıkmak ya da aramaya başlamaktır.

Kapitalizmin iştahı, öylesine açık ki yakında bütün dünyayı yutabilir.

Özgürlüğünü korumak için savaşmayan, bir gün onu kaybettiğinde boşuna ağlamasın.

Küçük adamdan büyük fikir çıkmaz; büyük adam küçük fikirlerle uğraşmaz.

Mutlu edilmeyi bekleyenler! Bir kere de mutlu etmeyi deneseniz…

Anlamayana değil, anlıyormuş gibi yapana kızıyorum. Çünkü anlamayan gün gelir anlayabilir; ama anlıyormuş gibi yapan maalesef umutsuz bir vak’a…

*Yolu bitiren attığımız küçük adımlardır, ömrü bitiren küçücük zaman birimleri yani saniyelerdir. O nedenle “küçük” deyip geçmemeli, çünkü küçükler birleşince ortaya büyük çıkıyor.

(Yakında kitap olarak bastırmayı düşündüğüm Oruç Baba’dan Aforizmalar-2 ön çalışmasından alınmıştır.)