Hayır hayır bir ilimizin adı ya da arkadaşımızın ismi olan "Aydın" değil bu.
Bir sıfat.
Fransızcası entelektüel,Arapçası da münevver olan sıfat!
Son zamanlarda,bu sıfat bir tür "muhalefet etmek" hali olarak adlandırılmakta ve karşı çıkmak her durumda meşrulaştırılmaktadır.
İyi olana da karşı,iyi olmayana da!
Bunun çok sağlıklı bir hal olmadığı ortadadır.Hatta marazi de denebilir buna.
Bence aydın olmak,bir şeye karşılık olmadan,doğruları/doğrularını söylemek;kötü olanı "eleştirmek",iyi olana da "destek" verebilmektir.
Hatta "yaftalanmadan" da korkmamaktır!
Belki de "sistemin" dışladığı,ötelediği/ötekileştirdiği,etnik kökeni veya inancı ya da kılık kıyafeti dolayısıyla hayatın dışına "itilmiş" olanların dertleriyle/sorunlarıyla dertlenmek,onlarla hemhal olabilmek halidir.
Çoğulculuk anlayışına hoşgörüyle bakabilmektir.Dolayısıyla topluma bir anlayışı empoze etmek yerine,onların farklılıklarını anlamaya çaba göstermektir "aydının "rolü ve sorumluluğu.
Belki de en naif biçimde İngiliz düşünürü John S.Mill’in dediği gibi olabilmektir hayatta:
-Halinden memnun bir domuz olmaktansa,muzdarip bir Sokrates olmak daha iyidir.