Ödünç alınan son kuruşla ödenen ilk kuruş arasında tabii muazzam bir fark vardır. goethe
Turgay COŞKUN
Turgay COŞKUN

Yağmur Damlaları - 2

Yorum

Yağmur Damlaları - 2

4

Yorum

2

Beğeni

0,0

Puan

1213

Okunma

Yağmur Damlaları - 2

Yağmur Damlaları - 2

-Eeee çocuklar… Misafirlerimiz varmış da neden söylemezsiniz? Sen neden ağlıyorsun bakim?

En küçük torun ağlıyordu. Zaten her birinin arasında birer yaş vardı. Hıçkırıyordu hem de. Tekrar sordu dedesi:

-Benim maviş kızım neden ağlarmış? Ne olmuş kızıma?

Böyle diliyle severken, torununu kollarına almış, bağrına basmıştı bile. Gelenleri bile unutmuştu torunu ağlayınca. Zavallı da hıçkırmaktan anlatamıyordu.

-Sen hep mızıkçısın dede!

-Of of offf! Kızmış bana mavi kızım…

-Hikâyenin hep sonuna gelince bir bahane uyduruyorsun sen! Yağmur nerde şimdi? Toprak nerde? Nereye gitmişler? Kandırıkçı dedeee! Söz verdin hep; ama söylemedin bize.

İhtiyar dede başını çevirmişti. Bir ders verir gibiydi adeta. Çocuklara belli etmeden nasıl ağlanır, nasıl hıçkırık saklanırdı. İşte bunun dersini veriyor sanırdı uzaktan izleyen biri.

Öyle de olmuştu. Gelenler ihtiyarın bu sessiz hıçkırıklarına tanık olmuşlardı. Bayan olan ziyaretçi, erkek olana eliyle “Dur ve sus” anlamında bir işaret yaptı. Yürümeyi kesip öylece kaldılar.

En büyük torun ise afacan bir çocuktu. Zeki ve hareketliydi. Her şeyi alaya alırdı. Mavişe döndü:

-Bak kız! Dedem yine seni korkutacak. Ağlama numarası yapıyor.

Yaşlı adam bunu duyunca; “İşte ağlamama bir kılıf buldum” deyip döndü küçük torununa:

-Ceeeeeee!

Tüm çocuklar kahkahaya boğuldular. Oysa gülmeyenler de vardı. Az ilerde duranlar, gülmek bir yana ihtiyarın içinin kan ağladığını anlamışlardı. Yeniden o yana baktı yaşlı adam ve çocuklara eliyle “Haydi eve!” der gibi bir işaret yaparak, yüz metre kadar ilerdeki eve gitmelerini sağladı. Kalktı ayağa zorlanarak ve misafirlere doğru yürüdü. Yürüyüşünde hayatın tüm çileleri, yorgunlukları öyle belli oluyordu ki…

-Buyur beyim… Buyur hanım kızım. Hoş gelmişsiniz, sefalar getirmişsiniz.

Önce bayan konuştu.

-Hoş bulduk amca. Benim adım Sevgi ve arkadaşımın adı da Sabri. Siz de bu köyden Kaya Amca oluyorsunuz galiba. Ozan Kaya…

-Ben kendimi tanıyorum kızım da; bir de sizleri tanıyabilsem… İn misiniz, cin misiniz? Bizim buralara böyle süslü elbiseliler pek gelmez de. Hatta pek değil, hiç gelmez.

-Pardon Kaya Amca… Adlarımızı söyledik de, niçin geldiğimizi söylemedik. Eksik tanıttık yani kendimizi.

-Tam da o dediğinden kızım. Bir daha öyle suç işleme e mi?

Bunu der demez kesik kesik güldü. Aslında gülmeye bile mecali yoktu. Tabii misafirler de güldüler.

Gelenler anlamışlardı ki; bu yaşlı ozan çok nüktedan biri. Bu onlar için de çok iyi idi. Konuşmalar daha bir içten olurdu. Sabri söze girdi bu kez:

-Siz yaşayan ozanlarımızdansınız. Görmüş geçirmişsiniz hayatın cilvelerini. Sizinle hasbıhale geldik. Ne dersiniz?

-Kovayım mı sizi? Geldiyseniz hoş geldiniz.

-Bizi eve davet etmek yok mu?

-Ev daha orda… Elinizden alan mı var evi? E hadi gidelim madem öyle.

Bunu der demez hiç beklemedi onların tepkisini ve eve doğru yola koyuldu. Tabii arkasından da ziyarete gelenler…

Ev tepe bir yerde ve tek evdi. Çevrede başka ev yoktu. Köyün diğer evleri aşağıda ve uzaktaydı biraz. Girişte kapısız bir oda gibi yer vardı. Sağ tarafta yerde bir ocak; ocakta duran küller ve közler… Soldaysa yerden yarım metre kadar yüksek yapılmış, birkaç kilim ve minder serilmiş; yarı beton, yarı toprak bir yer vardı. İşaret etti çıkıp oturmaları için. İçeriden çocuk sesleri geliyordu. O odanın kapısı vardı. Zaten ev denilen yer biri açık olmak üzere iki odaydı. Misafirler oturduklarında içeri seslendi:

-Hatuuun! Hatun… Bak misafirler geldi kahve yap hadi.

Sonra ocağa gitti. Hemen oradaki cezveye kahveyi koydu. Yavaş yavaş kaynaması için cezveyi kızgın küle yerleştirip kendisi de misafirlerin yanına geldi. Sevgi Hanım dayanamayıp sordu:

-Hani hatun gelmedi kahvemizi yapmaya. Yoksa küs müsünüz?

-Heee… Ben hayatla küsüm kızım. Hatuna seslendim ki, benim hatun olan yanım iş yapsın diye.

Misafirler birbirlerine baktılar ve deşeledikleri için üzüldüler. Çok şey anlatmıştı bu cümle onlara.

.............

2. BÖLÜM SONU
DEVAM EDECEK...

Paylaş:
2 Beğeni
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Yağmur damlaları - 2 Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Yağmur damlaları - 2 yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Yağmur Damlaları - 2 yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Kemnur
Kemnur, @kemnur
17.1.2015 03:06:54
Keyifliydi...ayrıca yukarıdaki resmi çaldığımı itiraf etmeliyim, bir şiirde kullanabilirim izniniz olursa...Saygıyla
Davidoff
Davidoff, @davidoff
15.1.2015 23:14:59


Sayfanızı keyifle takip ediyorum.

Öykülerinizin çok okunmasını dilerim. Kutlarım Sevgili Kalem.


Saygıyla.


Nermin Kaçar
Nermin Kaçar, @nerminkacar
15.1.2015 19:38:25
10 puan verdi
Öykünün birinci bölümünden bu yana içinde gizlenmiş mesajlar vardı. Dünyanın hiç yaşlanmayacağını, kirlenmeyeceğini söyleyenlere öykü kanalıyla güzel mesajlar vermişsin. Güzel bir başlangıç ve şimdiden bir sonraki bölümün merakı sardı beni. Tebrikler Turgay. Saygılarımla.
Etkili Yorum
su_misali(Gülhun Ertilav)
su_misali(Gülhun Ertilav), @su-misali-gulhunertilav-
15.1.2015 13:37:51
10 puan verdi

öykü bu bölümde daha bir sardı beni, daha bir merak uyandırdı dede

gerçi yazarımız dedenin gözlerinden okumuştur, onun yaşamını

gözlerden okunur bazen hayat hikayesi

usta kaleminizi kutlarım hocam

yine söylüyorum merakla bekliyor olacağım devamını

her dem saygı ve hürmetlerimle


© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL