7
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
702
Okunma
Her sevdalı verdiği sözü geri alsaydı benim kalemim hala seni yazıyor olmazdı…
Kapat artık lambaları. Gel, uzan yanıma.
Yorgun bir gündü geçen hayatımızda. Sokakları gördün değil mi bu gün ? Önümüzden geçen her insan nasılda başkalaşmıştı. Sanki bakmıyorlardı birbirlerine sanki anlamıyorlardı. Ne kadar ataletsizdi herkes. Elimizin kiri ha.
Komik olma lütfen gerekli işte kabul et. Hatırlıyor musun o restoranda yemek yerken hani diğer masada uzun saçlı , simsiyah kedi gibi gözleri olan bir kadın vardı. Ne kadar çirkin bir kadın demiştin katılmıştım sana gerçekten çirkin demiştim. Sonra durdun dedin ki sen boşver çirkinliğini şu masasında ki insanların nasıl güldüklerine bak. Zoraki de olsa her sözüne gülüyorlardı gerçektende. Neden sonra öğrendik ki o şehrin sayılı zenginlerinden kadın… Paralı saçmalamalar yani elbette gülümsetir insanları.
Uykun yok demek hay seni hınzır. Gene , yine , illaki dikeceksin beni masamızın başına. Demiyor muyum sana gece olunca alma şu adamı içeriye. Uykusuz kalacağız bu gecede desene. Söyle bakalım hadi bu gece nesini anlatmamı istersin onun?
Geceleri gelişini dinledin, vefasızlığını dinledin, aldatmalar ayyuka çıktı zaten. Söyle nedir bu gece dinlemek istediğin…
Anlamadım… Yok. Yok bunu istiyor olamazsın.
Madem ısrar ediyorsun pekala gel hadi bu geceyi de ona yazalım.
Çok uzun bir hikaye bizimkisi biliyorsun. Bir bakışla başladı her şey aramızda. O çok güzeldi. Güneşi kıskandıracak kadar parlak sarı bir teni, denizler okyanuslar kadar derin ve bir o kadar maviydi gözleri … Belki de yeşil bilemiyordum çünkü ölesiye derindi bakışları. Üzerimizdeki elbiseler aynı tondaydı. Aynamdı , aynımdı karşımdaki. Uzansam tutacak kadar yakın , tutsam düşecek kadar ürkekti duruşu karşımda. Ürktüm … Ürktü…
Uzun gecelerimiz oldu baş başa , başını göğsüme yasladığı her anda nefesim kesilirdi. Bedenlerimiz sanki tecrübesizdi aşka korkardık yaralarımıza dokunmaya… Kimi geceler yalnızca susardık. “ Bana bak, yalnızca gözlerinle konuş benimle “ derdi bana . Düşerdi payıma susmak. Susarak gözlerine sarılmak. Ne planlarımız vardı beraber yapacağımız. En komik olanı en sıradan olanıydı vapura binip martılara elimizdeki simitten koparıp küçük küçük atmaktı… Böylesine saftı hayallerimiz. Sonra dünya karıştı kanına … Daha fazlasını istemeye başladı. Kendince akıllıydı , kendince haklıydı. “ Bırak beni “ dedi . Bırakamazdım. Nasıl bıraksaydım . Yaralı bir ceylandı o. Benim ceylanımdı. İyileştirmiştim ben onu bakışlarımla , bedenimin sıcağıyla , onulmaz bir acıyla sevmiştim.
Ben bırakmadım ama o gitti . Bir daha hiç göremedim onu aramadım ama aramak istemedim. Bıraktığı günkü gibi göremezsem onu öleceğim bilirdim. Sonrası sen geldin işte.
Hoş geldin yalnızlığım .
Hoş geldin onarılmaz yaram. Beni bana anlatan…
18 Haziran 2008 (ya senden önce ya senden sonra )
NeNa