7
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
1733
Okunma

Bugün tatil ya!
Ayaklarımı uzatıp yatacaktım… Ta ki, Başbakan’ımızın yarın Fransa’daki "Büyük İnsanlık Yürüyüşü"ne katılacağını öğrenince kadar.
Yatamadım çünkü sinirlerim ayağa kalktı.
Ben diplomasiden anlamam ama sanıyorum ki devletler arasındaki ilişkiler, - tam adı bu mudur bilmiyorum- karşılıklılık esasına dayanan bir anlayışla yürütülür.
Siz hiç; Otuz altı yıldır terörle mücadele edilen ülkemizde onlarca, yüzlerce hatta binlerce asker, polis ve siviller şehit olurken herhangi bir Avrupalı başbakanın Türkiye’ye gelerek bir şehit cenazesine katıldığını gördünüz mü?
Siz hiç; binlerce insanın Uğur Mumcu, Hırant Dink ve sayamadığım bir çok aydınımızın cenaze törenlerinde ayağa kalkarak yürüdüğü, terörü ve teröristi kınadığı eylemlerde hiç Avrupalı bir siyaset adamını gördünüz mü?
Bırakın cenaze törenlerine katılmalarını, Türkiye’deki herhangi bir terör olayını kınadıklarını -yarım ağız yapılanları saymazsak-gördünüz mü?
Televizyonlara bakıyorum, hepsi ağız birliği etmiş gibi Avrupa’daki ve özellikle Fransa’daki insanlıktan bahsediyorlar.
Hanımlar, Beyler! Açın biraz tarih okuyun ve Avrupalının nasıl zengin olduğunu öğrenin.
Ben size özetle söyleyeyim. Amerikan yerlilerini katlederek, onların sahip oldukları zenginliklere el koyarak olmuşlardır.
Avrupalıların, yine nasıl sanayileştiğini öğrenmek için Karl Marks’ın "Kapital"ini okuyun. İnsanları hayvan gibi çalıştırıp nasıl zenginleştiklerini, sanayileştiklerini okuyun. Okuyun ki; İnsanların nasıl ahır gibi yerlerde barındırıldıklarını, sadece karınlarını doyuracak kadar para verdiklerini, aile bağlarını nasıl yok ettiklerini ve ince işlerde parmakları küçük diye 4-5 yaşındaki çocukların nasıl ölesiye çalıştırıldıklarını öğrenin.
Üretim için nasıl insanların köleleştirildiğini, İhtiyaçtan fazla üretilen malları satmak için, ülkelerin nasıl sömürgeleştirildiğini öğrenin.
Fransa’nın insanlık dışı katliamlarını okuyun. Afrika’yı , Zelanda’yı ve başka yerleri… nasıl sömürdüğünü okuyun. Cezayir’i okuyun, Ruanda’daki katliamları okuyun…
Uzağa gitmeyin. Urfa’nın nasıl Şanlıurfa olduğunu, Maraş’ı n nasıl Kahramanmaraş olduğunu, Antep’in nasıl Gaziantep olduğunu okuyun, Adana’da Ermenilere nasıl Fransız üniforması giydirilerek Türkleri katlettirdiklerini okuyun..
İnsanlıkmış!!!
2012 yılı başlarında medyada çıkan bir haber üzerine yazdığım bir kaç satır şunlardı:
"İNSANLIK DERSİ VERENLERE BAK
Maorileri bilirsiniz. Hani şu bir zamanlar Cumhurbaşkanlığı Köşküne de çıkıp el kol hareketleriyle kahramanlıklarını simgeleyen yerel danslarını icra eden ve danslarını ilgiyle seyrettiğimiz Yeni Zelanda yerlileri.
Dün bu Maorilerle ilgili televizyonlarda bir haber vardı. Haber şöyleydi:
" Fransa, yoğun diplomatik girişimlerden sonra iki asır önce Yeni Zelanda’dan Fransa’ya götürdükleri Maorilere ait dövmeli kafataslarını iade etti.
Yeni Zelanda’ya iade edilen kafataslarının hangi kabileye ait olduğunun tespiti on sene sürebilir.
Avrupa’nın çeşitli ülkelerinde daha üç yüz kadar dövmeli kafatası olduğu sanılıyor ."
Gittikleri yerlerde ölülerin kafataslarını dahi yağmalayan insanlıktan nasibini almamış olanların bize insanlık dersi vermeye kalkmaları ne yaman bir çelişki! "
İnsanlıkmış… İnsanlık kim, siz kim!
Hadi ordan!
Bekir GÜÇLÜER