Öz güven duymanız; karşınızdakilere saygısızlık yapma hakkını vermez.

Her yaşta; tecrübelilerden istifade etmeye ihtiyaç vardır. Aksi size çok şey kaybettirir.

Sonsuzluğun eşiğinde olmak duygusunun yarattığı endişe, korku, telaş, panik, pişmanlıklar belki de.

Sürekli içinizde barındırdığınız kin ve nefret denizinde ki dalgalar; bir gün sizi yutar.

Ulviyet vardır suskun ve sessiz sevdalar da.

Talan edilmek için vardır bazı yaşamlar.

Kimi finişe yakın, kimi de yeni start almış hayat kulvarında.Neticede her atlet göğüsleyecek ipi ölümün kucağında.

Ben seni hiç özlemiyorum ki. Çünkü; hep içimde, gözlerimdesin.

Bütün mesele; teselliye ihtiyaç duyar hale gelmemektir.

öyle gelmiş olabilir; ama böyle gitmesine izin verilmemelidir.

" Bırak peşimi !..." diye haykırdı. Oysa adam karşısındaydı.

Umurumda değilsin gece!. Ben aldım koynuma seni, bu kere.

Sert ve kaba davranışlar otoriter olmanın düşmanıdır.

Belki, bakarız, bilmem ki... gibi ucu açık sözler yerine; bir taahhüt ve kesinlik ifade eden " Hayır " veya " Evet " kelimelerini kullanmak, beklentileri önler. Ancak; bu iki kelime sarf edilmeden çok dikkatli ve sıkı düşünülmelidir.

Davranışlarınızda ki gelgitler, karakter sahillerinizi oluştururlar.

Gülen ve ağlayan gözlerimiz. Bazende alt yazılı filmler gibi konuşmalarda sözlerimiz.Ve yaşananları hep gören gözlerimiz. Kimi siyah,mavi, yeşil, kimi kahverengi renkli... İnsanın mutluluğunu, hüznünü ele veren gözlerimiz .