1
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
925
Okunma
VER ELİNİ ROVNİ
Bu gün Ankara’da kar var. Hava buz gibi soğuk. Aslında Seramik Atölyesinde çalışmaya gitmem lazımdı ama, evimin buzlu yokuşunu görünce vazgeçtim. En iyisi penceremden manzaranın keyfini çıkartmaktı.İlk önce balkon kuşlarımı besledim. Onların itiş kakış telaşla birbirlerinin önünden yemleri kapışmaları beni hem güldürdü hem de düşündürdü. Hayat kavgası demek ki bütün canlıların arasında bütün hızıyla sürüyordu. Sonra ince belli cay bardağından çayımı yudumlarken kendimi ve yalnızlığımı sorgulamaya başladım Aslında Yalnızlık çoğunlukla konforlu idi ama, bazen de içini sızlatıyordu insanın. Neden bu güne kadar’’ yalnız olma’’ kaderimi değiştirememiştim.
Birden, anlayamadığım bir şekilde seneler önce Ankara Devlet Tiyatrosunda izlediğim bir oyun aklıma geliverdi.
Oyunun adı:
VER ELİNİ ROVNİ
idi. Ve konusu aşağı yukarı şöyleydi:
’’ Karı koca, bir sirkte trapez oyuncusu olarak çalışmaktadırlar. Biri trapezden kendini bırakıyor, diğeri ise onu ellerinden yakalayarak tutuyordu. Ancak bu karı koca arasında ise çözülenememiş sorunlar var ve boşanma arifesindeler. Mahkemeye müracaat etmeden önce, son bir konuşma yapmaya karar verirler. Uzun tartışmalardan sonra, Rovni yani kadının kocası, bütün anlaşmazlıklar arasında onu boşanmaya iten en önemli nedenini açıklar:
-SEN BANA HEP VER ELİNİ ROVNİ DEDİN. BİR KERE BİLE OLSUN TUT ELİMİ ROVNİ DEMEDİN ’’
Birden yalnızlık nedenim ayan beyan ortaya çıktı. Evren bana geç de olsa acı gerçeği hatırlatmıştı.
Hayatım boyunca ’’VER ELİNİ ROVNİ’’ demiştim. Kimseye ’’TUT ELİMİ ROVNİ’’ dememiştim.
Her ne kadar ’’VER ELİNİ ROVNİ’’ diyecek kadar güçlüde olsanız , arada sırada ’’TUT ELİMİ ROVNİ’’ dememiz gerektiğini geçte olsa bu gün bu pencere önünde güzel manzarayı bir başıma izlerken öğrendim.
Arada sırada ’’TUT ELİMİ ROVNİ’’ demeyi unutmayın. Bakın göreceksiniz ki, bütün kapılar biden bire açılacak.
Sevgiler,
AYTEN TEKİN
-