1
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
488
Okunma
Bulduğum işlerin hepsi küçük düşürücüydü yapılacak işler değildi sinir katsayımın
tavan yapmasına neden olan işler karşıma çıkıyor daha başlamadan aynı hızla sona
eriyordu adam akıllı bir iş bulamıyordum doğrusu bende pek adam akıllı bir kişi
değildim sanırım bu nedenle sorunu aşamıyordum yönetici olarak karşıma çıkan tiplerin
hepsi egosu şişkin adamlardı ne yapsam tatmin olmuyorlar sürekli beni gagalayıp deliyorlardı
iş hayatı beni yormuştu öyle uzun yıllar çalışmışlığım yoktu ama psikolojim ciddi manada
zedelenmişti bir futbol topu misali devamlı şutlanmıştım gelen vurmuştu giden vurmuştu gerçi
onlar vurmasaydı da ben yavaş yavaş zaten uzayacaktım torpil gerekiyordu sana insan olduğunu
hatırlatan işlere girmen için mutlaka o uyuz torpili bir yerden bulmalıydın aksi taktirde
sinir bozucu bir işte tırlamalan gerekiyordu doğrusu bendede eksik olan torpildi onu bir türlü
bulamıyordum etrafımdaki tiplerin hepsi ezik ve hayatın tokadını yemiş kişilerden oluşuyordu
onların bana bir yardımı dokunmazdı yaptıkları en bilinir şey devamlı akıl vermeleriydi buda beni
hasta ediyordu hayatında bir kitabı eline almamış biri bana hangi aklı verecekti açıkçası bunuda
çözebilmiş değildim kimse elini uzatmaz ama iş akıl vermeye geldiği zaman sıraya girerlerdi bu
tarz insanları anlayamıyordum gerçi ümidimi kaybetmemiştim henüz 30 lu yaşlardaydım belki 60 lı
yaşlara geldiğimde onlarıda anlayabilirdim demekki daha önümde uzun bir zaman aralığı vardı parayla
ilişkim pek iyi olmamıştı belki parayı seven bir adam olsam onu elde etmek ve tutmak adına biraz daha
sabırlı ve özverili biri olabilirdim ama gel gör ki para canlısı değildim ama yinede yaşamak için o
gerekiyordu bu durumda birilerinin bana iş vermesi lazımdı Tanrım sonunda bir bulaşıkçı olup çıkacaktım
kendimi bildim bileli kıytırık işler beni gelip bulmuştu içimden atamadığım bir gururum vardı bu iyimiydi
kötümüydü bilmiyorum ama hareket alanımı kısıtlıyordu öyle kendimi kafdağının ardında gören biri değildim
ama iyi yerlerde olmam gerektiğine inanan salakça bir tarafımda vardı buna neden olan faktörlerin ne olduğunu
bilmiyordum el bebek gül bebek büyütülmüş değildim bilakis çocukluğum son derece mutsuz bir ortamda geçmiş
psikolojim normal bir insanın psikolojisinden farkı yönde gelişmişti alabileceğim her türlü darbeyi yiyerek
bugünlere gelmiştim ama buna rağmen bir asilzade tavrıyla yaşamaya devam ediyordum çoğu zaman ben bile kendimi
anlayamadıyordum geceler boyu yatağın içinde karanlık odamda gözlerim açık vaziyette tavanı seyretmiş bir çıkış
yolunu nerede bulabileceğim konusuna kafa yormuştum ama gel gör ki ertesi sabah yeni bir güne yine aynı filmi
izleyerek uyanmıştım zordu değişim hiçte kolay değildi sanırım insan kendi gerçeği içerisinde mutluyum
diyebileceği noktaya gelmenin çabasını vermekten vazgeçmediği zaman galiba bazı şeylerin lehine geliştiğini
görebiliyordu yada kimbilir belkide ben buna inanmak istiyordum...