Sevmek birbirine değil, birlikte aynı noktaya bakmaktır. exupery
Sihirli Kalem
Sihirli Kalem

Koca Bir Yol Oldu Koca Bir Yıl

Yorum

Koca Bir Yol Oldu Koca Bir Yıl

3

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

783

Okunma

Koca Bir Yol Oldu Koca Bir Yıl






Ayak seslerinde hıçkırıklarını saklayan kadınlar,

gözlerini boşluğa dikip hatalarına ağlayan adamlar, istediklerini almayan anne babalara ısrarlarını sürdüren çocuklar, masumlar gözü yaşlı günahsızlar, zalimlikleriyle can alan günahkarlar.

İyi ki’ler, koca yüreklilerin ağzından çıkan kelime. Keşke’ler...Vicdanı yanıp tutuşan uykudan önce geceye ah eden kara yürekliler!


Ne zalime boyun eğdi de durdu zaman ne mazlumun yarasına dokundu iyileştirip.
Herkese eşit uzattı kollarını.
Sonra zamanla iyilere saçtı tebessümünü, kötülere çarptı sileleri

Koca bir yılın sonu!

İnsan ne zamandan beri kutlar olmuş ömründen ömür alıp götüren yeni bir yılı. İçten içe kabulleniyor muyduk ölümlü olup o sona kavuşmayı?

Koca bir yolun sonu!

Kristal bardaklar tuz buz olurken sorguya çekildiğimiz aynalar karşımızda boydan boya. Ve seneler geçtikçe çoğalacak o aynalar. Göz kenarlarında beliren çizgiler , aklara bulanan simsiyah saçlar gibi.

Koskoca bir yıl.

Daha öncekilerden çok farklıydı. Önceki seneler hep bir çocukluk telaşıyla geçti. Kaldırım taşlarını sayarken büyüyen çocuk ruhu vardı içimde . Kapı zillerine basıp kaçan o dinmez çocuk ruhu.

Sonra,
bıçak darbelerinde ilk kan kaybını yaşadı o düşler, kurulan hayaller iskeletlerinden ayrıldı bir bir. En hafif depremde dağılacak kadar.

Şu geride kalan yıla bakıyorum. Her ayı bir asır gibi yaşadığım bir yıla.

Defterler dolusu şiirler kalmış otobüslerde , kağıt kesiklerine dökülmüş sessiz gözyaşları. Sonra defterlerde bile kalmasından sakındığım hastane duvarları, ardı arkasını kesmeyen ilaç kokuları kalmış. Sirenlerini acı acı çalan ambulans sesleri kalmış, yoğun bakım ünitelerinde acılar içinde sonlanan hayatlar ...

Ağırlığını taşıyamadığım sözler kalmış kursağımda, düzinelerce kurduğum düşünceler yıkıntılar, döküntüler içinde.

Kalan her şeyin ortasında bir" hiç" kalmış.
Tam da şuan durduğum yerde.

Ne çok şey değişmiş üç yüz altmış beş günde.

Hayatının alt üst olmasından korkanlar tanıdım.Hayatlarının altının üstünden daha iyi olduğuna inandılar onlar. Kabullendiler önce sonra yaşamaya başladılar. Nefes almasını öğrendiler en baştan. Sonra yeni yüzlere alıştılar, yeni maskeler taktılar yüzlerine.Kurallar koydular yeni hayatlarını yasallaştıran.


"Herkes yara alabilir.Önemli olan yaralarını sevebilmek."


Yaraları sevmek, mümkün mü? demeyin. Çünkü olgunlaştırıyor, kesikleriniz acıya acıya hayatın ne kadar tatlı olduğuna inanıyorsunuz. Ve kendini tanıma evresi de burda başlıyor işte. Hangi acıya ne derece hazırlıklısınız? Hala savaşacak güçte misiniz, yoksa çekip gitmek için geç mi kaldınız?
Yaralarınızı sevebilirsiniz, dokunarak acıyan yerlerinizi sarabilirsiniz ellerinizle.

"Ağlayın. Doya doya hem de. Ellerinizi sıkmadan, bağırarak ağlayın."


Gözyaşları kaldığı yerde taşlaşınca ağır olur.Sonrasında ne eritebilmek mümkündür ne de hafifletmek ağırlığını. Kin tutarsınız, kötü dilekler dilersiniz taş kesilir cümleler.Kelimeler felç olur elleriyle tutana.
Ağlayın.Gören acizsiniz sansın, zayıflığınıza versinler.

"Kalp kırmayın.Ne olursa olsun kırın dökün ama kalp kırmayın."


Yaşadıklarının bedelini ödeyenler kalplerinden ödün verirler ilk.Önce kapakçık vazgeçer savaşmaktan sonra kıyasıya bir mücadele başlar hayat ile ölümün kıyısında.


" Size canınızı acıtacak söz ettiklerinde susmayı seçin. Ve her defasında ölümlü bir yolculuğa çıktığınızı, söyleyeceğiniz tek sözcüğün ağırlığı altında ezileceğinizi, ne olursa olsun öte alemde bile karşı karşıya geleceğinizi bilin. "

Güçlüyseniz devam edin, kapılar yumruklayın, duvarlar yıkın, cümleler kurun ne kadar can yakacağınızın hesabını etmeden.

Güçlüyseniz lakin!

Koca bir yılın üstünden geçtim. Kimi yollar taşlarla doluydu kimi yerlerinde de boşluklara takıldım. Düşüp kalkmanın zor olduğu bir dönemeçte dinlendim durup. Ara sıra canımı yakmaya kalkışan elleri hissettim boğazımda. Parmak uçlarında vicdanını çürüten insanlar sevdim.
Sonra sevginin yerini tuhaf bir dinginlik kapladı.

Ötesinde boşluk kaldı. Acımsı ve doldurulamayacak bir boşluk.
Kocaman bir kız oldum bir yılda.

Çeyizlik sandığıma ümitler iliştirdim, merhamet dolusu şiirler bıraktım oyalı çemberimde. Zeytinyağlı sabun kokusu sinmiş örgülerin ilmiklerine.



"Önce hayatın kıyısından uzaklara baktım, sonra hayatın içinden kıyısızlara."


Mücadelesi oldukça zor bir yol hayat.Yürüdükçe tecrübe kazanır insan.Nerde neyle karşılaşacağını da aklı seçer, kimle karşılaşacağınıysa kalbi.

Ya yarım devam edersin ya da bütünleyerek eksiklerini.
Zor bir yıl oldu.

Affedemeyecek kadar büyüdüm
Ve saklambaç oynayacak kadar da çocuk kaldım.


N.K-2014


"Her şeyden önce sağlığınız olsun ve sevdikleriniz."




Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Koca bir yol oldu koca bir yıl Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Koca bir yol oldu koca bir yıl yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Koca Bir Yol Oldu Koca Bir Yıl yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
superbaba
superbaba, @superbaba
30.12.2014 11:28:45
Baştan sona güzel öğütler ve sonunda da güzel dilekler içeren bir yazı.
Gerçekten sihirli bir kalemden dökülmüş satırlara Yunus'tan bir ekleme yapmak isterim...

Bir kez gönül yıktın ise,
Bu kıldığın namaz değil.
Yetmiş iki millet dahi,
Elin, yüzün yumaz değil.
Satır arası
Satır arası, @satirarasi
25.12.2014 22:23:19
Bu kadar güzel dile getirdin.
Bir asır gibi gelen koca bir yılı.
Ama biliyorum ki herkesin bir sınavı var,
Rabbim bu sınavdan başarıyla geçmemizi nasip etsin.
Zor bir yıldı,çok iyi anlıyorum seni.
Her şey daha güzel olacak bu yıl inan

Tüm dualarım seninle.

Sevgimle Nuray.
Etkili Yorum
Bir tutam hayat
Bir tutam hayat, @birtutamhayat
24.12.2014 23:38:04
Oy!...
Çok yordu yazı, oldukça çok...
Kocaman bir hayat,
kısacık bir 365 güne sığdırılmış sanki.
Tüm duygular, tüm yaşanmışlıklar, tüm muhtemel yaşanacaklar,
üç harften oluşan kısacık bir kelimenin zalimliğine terk-i diyar edilmiş.
Sadece bir yıl bu aslında.
Sıradan bir yıl işte.
İstisnasız her yıl başında, saçı-sakalı uzanmış, boynu eğilmiş, beli bükülmüş bir yaşlı dede olarak veda ederken bize; bu hazin veda töreninin hemen ardından, yeni urbaları, gülen yüzü, hayatın güzelliklerini heybesinde taşıyan bir genç adam olarak karşımıza çıkıyor.
Biz,
gelip gidişine alıştığımız bu realitenin,
aslında ne çok acıları içinde biriktirdiğini,
daha sonra fark ediyoruz sanki.
Ya da,
o veda merasimi,
kendimizle, kaderimizle bir hesaplaşmaya dönüşüyor zamanın bir yerinde.
Nedendir bilinmez,
genellikle acılarımız hep ağır basıyor tebessümlerimiz karşısında.
Galiba,
tebessümleri unutmak kolay oluyor.
Acılar ise,
hep kalıcı oluyor.

Bu gün dahi hatırladığım en eski anım,
bir arabanın kapısına sıkışan parmağımın uç kısmının parçalanmasıdır.
Sanırım 3-4 yaşlarında idim.
İşin içinde acı oldu mu,
insan doğumunu bile hatırlayabilir Alim Allah.

Acıların az, güzelliklerin, mutlulukların çok olacağı bir yeni yıl diliyorum.

© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL