Paranın öldürdüğü ruh, kılıcın öldürdüğü bedenden fazladır. walter scott
Mustafa Topaloğlu
Mustafa Topaloğlu

Arabaşı Çorbası

Yorum

Arabaşı Çorbası

0

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

321

Okunma

Arabaşı Çorbası

ARABAŞI ÇORBASI
Arabaşı özellikle Yozgat yöresinde çok sevilen bir kış yemeği. Akşamları gece oturmalarında, toplu yemeklerde arabaşı yenir. Yarenlikler,söyleşiler,takılmalar...Türküler,şarkılar eşliğinde.
Türk Standartları Enstitüsü, arabaşını “Yozgat yemeği” olarak tescil etti. Aynı Adana kebabının Adana’ya, Antep baklavasının Gaziantep’e, Maraş dondurmasının K.Maraş’a tescil edildiği gibi, arabaşı da Yozgat yemeği olarak literatüre girdi. Ne zaman? Geçtiğimiz yılın (2013) başlarında.
Zamanın Yozgat Belediye Başkanı Yusuf Başer arabaşının tescili sebebiyle bir yemek verdi Yozgat’ta. Hatta yemekte Vali Abdülkadir Yazıcı bir türkü söylemiş. Haberi bir gazetede okudum. Konuyla ilgili duygularımı ak kağıda döktüm. “Türkü Söyler Dillerimiz” dedim. Bu yazıyı Edebiyat Defteri’nde 18 Nisan 2013’te okuyucuların ilgisine sundum.
Bunları niçin yazıyorum? Yahya Aksoy Öğretmenimiz “Arabaşı,ara/aşı” üstüne bir yazı kaleme almış. Diyor ki:” Arabaşı denildi mi YOZGATLILAR akla gelmektedir. Yozgat’a ve Yozgatlılara özgü bu yemek özel olarak tescil edilmelidir.” Tescil edilmiş zaten. Maksadım bunu anlatmak. Bir de arabaşının çorbasını tavuk suyu çorbası olarak vasıflandırmış. “Sini sini arabaşı ve tencereler dolusu tavuk suyu çorbası...” söz öbeğinden bu anlaşılıyor. Arabaşı hamuruyla,çorbasıyla bir bütündür. Hamuru tek başına yiyemezsiniz. İlla çorbasıyla yiyeceksiniz. Arabaşı çorbasıyla... Ama arabaşı çorbasını hamursuz yiyebilirsiniz. Ben, arabaşı çorbasını pek severim. Hamuruyla pek aram yoktur. Bu hususu da burada belirteyim.
Arabaşı Mersin’de özellikle Gülnar ve Mut yöresinde sevilen bir yemek. Mersinde ev yemeği yapan lokantalarda topalak çorbası, yüssük (yüzük) çorbası,Yörük çorbası,analı gızlı (kızlı) çorbanın yanı sıra arabaşı çorbası bulabilirsiniz. Hem de arabaşı çorbası adıyla. Hamuru var mı? Ben rastlamadım.
Çıkınağıl’da (Evren) çalışırken Ş.Koçhisarlı bir arkadaşımız vardı. Adı Yılmaz Turan. İlkokul müdürüydü. Eşi Gülden Hanım Ankaralı’ydı. Ben bekar kalıyorum. Adaşım Mustafa ile bir ev tuttuk. Mustafa Dağ Çarşambalı’ydı. Bir gün Yılmaz Bey dedi ki bize:
“Akşam bize gelin. Arabaşı var.”
“Peki...” dedik. Arabaşı deyince akan sular durur. Mustafa bozuntuya vermediyse de anlayamamış. Eve gelince sordu bana:
“Yahu arabaşı nedir? Ben ilk defa duyuyorum.”
Ben nasıl anlatayım arabaşını?
“Sabret. Yılmazgil’de görürsün. Hamuruyla, çorbasıyla ağızlara layık bir yemek...” dedim.
Akşam yemeğinden sonra vasıl olduk Yılmazlar’a. Yatsı geçkini yılmaz getirdi bir sini arabaşı hamurunu. Ortasında bir tas konacak kadar bir yer açtı. Dumanı üstünde arabaşı çorbasını boca etti tasa. Mustafa bakıyor. Şaşırmış hallerde. Gülden Hanım hiç gelmiyor sofraya:
“Size afiyet olsun. Ben sevmem arabaşını. Zaten arabaşını da Yılmaz yaptı. Ben çayımızı hazırlayayım.” deyip mutfağa gitti.
Yılmaz güldü:
“Yahu hanım...Açığımızı vermeseydin bari.”
Neyse biz başladık. Mustafa bize bakarak kaşığına biraz hamur aldı. Çorbaya daldırdı kaşığı, ağzına götürdü. Ama hemen çıkardı.
“Ben yiyemeyeceğim arkadaş.” dedi.
Koca sini, Yılmaz’la bana kaldı. Laf aramızda ben de hamurunu pek sevmem. Ama Yılmaz’a ayıp olmasın diye ucundan kıyısından yedim. Yoksa “yuttum” mu demeliydim. Çünkü arabaşı hamuru çiğnenmeden yutulur derler. Ben hiç denemedim. Ya çorbası...Bolca arabaşı çorbası içtim.
Batna ciladır arabaşı çorbası. Ahmet Rasim üstadımızın dediği gibi “İllet-i cu’a devadır.”
Yiyen ahbaplara afiyet olsun efendim...

Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Arabaşı çorbası Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Arabaşı çorbası yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Arabaşı Çorbası yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Bu şiire henüz yorum yazılmamış.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL