BASIN!

Yıllardır az veya çok gazete alışkanlığımız vardır , gerçi artık sanal alemden de takip edebilmekteyiz. Bazı gazeteler normal yayınlarını tamamiyle sanal gazeteye çevirdi bile. Aslında konumuz gazetelerin halk için mi yoksa çıkar için mi var olduğu ile alakalı. Eski dönemlerin yayınlarına bakTığımız zaman -çok az bir kısmı dışında- insana daha bir kültürel , daha bir toplumcu olduğu, halkı aydınlatmaya yönelik aynı zamanda iktidarları denetleme görevi üstlendiğini görmekteyiz. Dönemimize baktığımızda ise halkı dizginleme , yönlendirme daha elimi bazı yayınlarda anarşiye sevketme çabası görmekeyiz. Tabi bunların yanı sıra kullanılan dile baktığımızda Türkçemizin ne kadar eksik ve kötü kullanıldığını görmekteyiz. Kaldı ki "gazeteler saf ve tecrübesiz insanlar için müthiş bir telkin vasıtasıdır" diyen, Nihat Sami Banarlı Hocamızı anlamışlar lakin ters etki ile!

Hele birde özel olarak hazırlanan sürmaşet mi desek ana sayfa mı desek tam bir telkin tekniği ve propaganda aracı olarak kullanılmakta. Araya sıkıştırılan önemli ama dikkat çekmeyecek haberleri bak vermedi demeyin anlayışıyla vermek ie tam bir garabet! Ard sayfalara gelindiğinde magazinin doruğuna çıkma , ardından acılı 3. sayfa haberleri , biraz fal aşk meşk derken çağın dünmeyi devre dışı bıraka vebası diyebileceğim spor -tabi futbol en ön planda- sayfaları.. Anlayacağınız herşey güzelce propagadaya , uyuşturmaya, özentiye ayarlanmış, bir programcı tarafından düzenlenmiş basma kalıp düzen.

Birde gerçekleri görmezden gelmek ya da sırfkendi fikriyatına uymuyor diye yerden yere vurmak , karalmak sevdası yok mu . İnsanlara iyi-kötü , doğru-yanlışı ayırd etme yllarını öğretmek kadar güzel bir yönem ile tez rtaya atmak veya ortadaki bir fikri en uyugn dil ile -halkın dili ile- çürütmek dururken ateşli savaşların ne anlamı var ki! Yoksa o da insanları boşvermişliğe itmein bir başka yolu mu acaba?

Aslında bunca lafı söylemek yerine şunu yazsaydım ve buyrun karşılaştırın deseydim galiba daha iyi olacaktı.

Gazi Mustafa Kemal Atatürk , "Mart 1922’de TBMM’yi açarken yapmış olduğu konuşmada şöyle demiştir: ’Basın milletin müşterek sesidir. Bir milleti aydınlatma ve doğru yolu göstermede bir millete muhtaç olduğu fikri gıdayı vermekte özetle bir milletin saadet hedefi olan müşterek istikamette yürümesini teminde basın başlı başına bir kuvvet, bir mektep, bir rehberdir."


Şimi buyrun günümüz basını ile karşılaştırın ...