Yıl 1974 ekin tarlaları gayganadan ,bıtraktan,geçilmiyi...Temmuz aynın ilk haftası devrilmiş...ikindinin mahşeri sıcaklığı...arıtta kumun derede akan tuzlu suda serinlemek iki avuç suyu yüzüme çarpı ,mola verdiğim yerden tırpan vurmaya devam ederken...çekirgelerin ve mucukların sesi öyle ritimliki....mucukların galabalık havada fır dönerkenki sesi mola verip çekirgelerin...çık..çık...çık...çırrrrıııııt sesi,ve Ağustos böceklerin uzun hava çan hıraş bağırması yanında Mozartın 9.senfonisi halt etmiş yanında,...tuzlu suyun yanaklarımda ve anlımda beyaz renk yaptığını Vahap amcamın oğlu fazlının bana gülmesi üzerine fark ettim,neydem ayna yokki baham ddiğimde....fazlının kafası çalışıp yeni aldığı tırpanının ters yüzünü ayna yapınca gördüm halimi....
Tam gülüşüp bu sohbeti ederken,Hacı guyunun başında bir toz bulutu peydah oldu,aman ne toz bulutu öyle,meğer bizim köyün gamyonuymuş,hacıguyunun çukurdan çıkıp bize yaklaşınca,az daha yaklaşınca ,gamyondakiler belli oluyordu,Gamyonun kasasında,Çıkka Hasan amca,Dişöğ Memet,Hakkalmazın oğlu Abdulla,Bekci Zekariya,Sadık Ağa,Peğ yerinin Satöğ,İrbaham ağa,Bekteş emmimgilin Duran amca,Ektirden İtöğ,Gasım,Poyraz,Alişen,....şöfor mahalinde Onbaşı,Memedöğ.....
Gamyon çukur yerlerde yavaşlarken,toz bulutuda gamyonu geçip sakızın tepeye doğru gidiyordu,gamyonun önündeki nazar boncuğu ala bildiğine sallanıyor,açık penceresinden Mahsuni şerifin ,Amarika katil katil türküsü yankılanıyordu,kardeşi kardeşe kırdırır,Amarika katil katil,ah bu türkü yeterdi işte bu türküyü işitince,tırpanı atıp urbaya doğru yollandım,soğuk bir su içmek için......
Gamyonun yavaşlaması ile birlikte bir ses geldi,rahmetlik babamı çağrıyorlardı,babam gamyonun yanına getti,konuşm epey sürdü,bende demekki birşey var bu kadar konuştular,biraz sonra babamdan sorurum diye beklerken,Babamı üzgün üzgün geldiğini,biraz daha yaklaşırken benzinin bem beyaz olduğunu görünce teleşlandım....Ağa ne oldu deyi ,ağamın yanına doğru koştum,babamıza ağa derdik,...heç sorma dedi ne oldu allah aşkına dedim,toplanın gedek Kıbrısta savaş çıkmış,Bizim Hıdırda konyada asker Kıbrısa sevk etmişler dedi....dizlerimizn bağı çözüldü....babamın gözlerinden yaş aktığını fark ettim....bende ağladım...svaş çıkmış...ağabeyimde yarın sabah trenle Malatyadan geçip Adana sevkiyatta gedecekmiş....
Köye geldiğimizde radyonun başında toplandık,Laz Ali amcanın Memet Yücekaya,Deveci gazi amcanın oğlu Musa...Bizim Hıdır...köyde fısıltı dolaşıyor,Ajans haberleri sabırsızlıkla bekleniyordu,
Babam ise İsmayıl Efendi amcamın yanında hem teselli ediliyor hem haberler dinleniyordu,köyde tam bir sessizlik hakimdi,köyden bir otuza yakın insana ise hazır ol kağıtları yani seferberlik hazırlık pusulası gelmişti,anam ise iki gözü iki çeşme ağlıyordu,İsmaıl efendi amcam,Mamoğ Kızılaslan,Hüseyin amca....Malatyaya akşamdan gedip sevkiyatı karşılamak,Kıbrısa gedeceklerle....helalleşmek istiyorlardı,Köyün yaşlıları ise askerlik kahramanlıklarından anlatıp,birşey olmaz inşallah diyorlardı,Rahmetlik Mehmet çavuşun Ordu çok güçlü,dikine kalkan teyyyareleri var,Yunanları mahvderiz diye hem teselli ediyor hemde cesaret veriyordu,ekinler tarlalarda galır dedi....Mehmet çavuş...savaş uazarsa deyi...oda çok korktuğunu bize hissetiriyordu....
Acılı günlerimizde bir birimize ses verdik destek olduk,insanın yaşamında her dönem zorluklar acı günler olur,dostlarımız gomşularımız,bir araya geldik....acı ve tatlı günlerimizi paylaştık....
o günlerin anısına hepinize sevgi ve saygılarımı sunarım...yukarıfda ismi geçen hakka yürüyenlerimize rahmet yaşayanlarımıza uzun ömürler dilerim...saygı ve sevgilerimle....