"Kader, kime şikayet edeyim seni bilemem..."
Yapacak bir şey yok, hayat yaşanıyor ve bitiyor.
Geride ne izler bıraktığınız önemli.
"Öyle dudak büküp hor gözle bakma" diyesim gelir hep, ne zaman Türk Sanat Müziğinden bahsedildiğinde;
-Ay nasıl dinliyorsunuz bu müziği, uykusu geliyor insanın..
diyenleri duydukça...
Oysa ki çocukluğunuzdan beri "Bir peri masalı kulaklarına" fısıldananlardansanız, "İçimde nice uzun yılların özlemi var" demeniz işten bile değil, musikiden "ayrılık, ümitlerin ötesinde bir şehir" gibi gelir size...
"Rüya gibi uçan yıllar, biraz durun, durun biraz"...
Bilirim, dinlemez ki, hiddet eder..
"Kaderimde hep güzeli aradım" ama nafile, "dilşad olacak diye kaç yıl avuttu felek" sayamadım bile...
"Aşk, bu değil, yapma güzel", ne olduğunu anlatmaya da benim takatim kalmadı artık,ne sana ne aşka inanıyorum, "sevmiyorum seni artık, gözlerimi geri ver".
Bundan sonra artık, tek başına "şarkılar söyle o sahillerde"
"Bu akşam bütün meyhanelerini dolaştım İstanbulun" bu kederlerle.
Bir bir anlattım kendime "unutulmuş ne varsa sevgiden kalan"
Öyle derin nakşetmiş ki felek seni gönlüme "unutamıyorum, gecem yok artık gündüzüm yok"
Koca bir ömür boyunca derin izler bırakmış, "gün be gün yaşanan o hatırayı, unutup, bir yana atmak olmaz ki"
"Mihrabım diyerek sana yüz vurdum" çaresizce, yalnız gecelerimdeki düşlerde, hıçkırıkla karışık..
"Biraz kül, biraz duman, o benim işte" derdin hep...
O yüzden belki de "akşamın olduğu yerde bekle diyorsun, gelmiyorsun"
Hangi giden geldi ki?


Değerli bestekar Avni Anıl anısına rahmetle...
Tırnak içindeki bölümler bestekarın en bilinen şarkılarının isimleridir...