Hayat kısa değil, yeterince uzundur. Tabii yaşamasını bilene!

Alkış sesine alışanın kulakları, eleştirileri duyamaz.

Konuştuğum için pişmanlık duyduğum çok olmuştur, sustuğum içinse nadiren…

Parayı icat edenler günümüzde yaşamış olsalardı “Biz ne yaptık!” diye dizlerini döverlerdi.

Sahip olmadıkların için üzülme, çünkü onlar senin değil. Sen sahip olduklarını korumaya çalış, yoksa gün gelir onlar da sahip olmadıkların arasına girerler.

Küçük işlerin peşinden koşanlar, kaçırdıkları büyük işlerin farkında değillerdir.

Çalışmadan başarıya ulaşacağını zannedenin, yağmur yağmadan gökkuşağını göreceğini zannedenden farkı nerede?

Bir sanatçıyı diğerinden ayıran üsluptur. O nedenle ne kadar sanatçı varsa, o kadar da üslup vardır.

Kalpsize “Kalbinin sesini dinle!”, akılsıza “Aklının sesini dinle!”, vicdansıza “Vicdanının sesini dinle!” denir mi?

İçinden gelerek güldüğünü görmediğin bir insanla arkadaş, dost olma; onunla ortak bir iş yapma.

Hayatını çirkinleştiren insanları hayatından çıkaramazsan, sonunda sen de onlara benzersin yani çirkinleşirsin.

Yapmak isteyip de çeşitli nedenlerden dolayı yapamadıklarınız mı var? Ve siz artık onları yapmak için çok geç kaldığınızı mı düşünüyorsunuz? Yanılıyorsunuz. Hiçbir şey için geç kalmış sayılmazsınız. Hemen şimdi yapmaya başlayınız.

Zamanı durdurmak mı istiyorsun? Zaten öyle. Aktığı ya da gittiği yok ki…

Engellilere engel olan o kadar çok insan varken, kalkmışlar bir de “Engelliler Günü”nü kutluyorlar!

*Canilerin pişmanlıklarına inanmayın. Siz hiç boğazladığı koyunun arkasından ağlayan kurt gördünüz mü?

(Yakında kitap olarak bastırmayı düşündüğüm Oruç Baba’dan Aforizmalar-2 ön çalışmasından alınmıştır.)