Ah! kulak dedim; kul köle etti beni.
Bundan bir yıl veya daha uzun bir zamandı beyin emarı çekilmiştim her hangi bir nedenle temiz çıkmıştı da
Kulağımda bir sorun var denmişdi.
Tabi derhal kulak burun boğaz doktoruna gittim sadece kulağımda akıntı vardı.
İlk önce ilaç tedavisi başladı hiçbir netice alınmayınca kulağıma tüp takıldı.
Ama hiç faydası olmadı uzun bir uğraşıdan sonra doktorum benim yapabileceğim bir şey kalmadı deyince ,doktor değiştirmek zorunda kaldım .
Bir iki haftalık ilaçlardan sonra bu doktorda hayatımda ilk kez bir kulağı iyileştiremedim dedi
Ve sordu ben sana penisilin iğne verdim mi ?
Hayır vermediniz.
Kulak damlası verdim mi ?
Hayır vermediniz .
Peki pansumana gönderdim mi ?
Yine hayır dedim.
Şimdi bunları yapıyoruz; pansuman olacaksın; iğneyi alın burada hastanede yapılacak.
Tamam; dedik iğne, ilaçlar alındı; doğru pansuman odasına...
Pansuman yapan adam kulağımı görünce çok şaşırdı. Ne bu kulağın hali ? dedi.
Çok mu kötü ?
Tabi kötü sen bunu karıştırmışsın ;hem de şu kulak çöplerinle.
Hayır, mayır dedimse de birazcık temizlemiştim doğrusu.
Yok dedi bir daha sakın ola onlarla kulaklarınızı temizlemeyin .
Bunu televizyonda da duymuştum yasak olduğunu çok iyi biliyordum.
Adamcağız bir hayli uğraştı epeyce temizledi.
Aldığımız damladan düktü kulağıma iki gün sonra yine geleceksin dedi .
Artık her gün hastaneye gidiyorduk ya iğne için ya pansuman
Doktorum sa illa üniversiteye diye tutturdu ; bu arada bir de tomografi çektirmemi istemişti
Raporu okuyunca beyin doktoruna gideceksin dedi ve ilave etti benden çıktı bu.
Şaşkındım; ne yapmalıydım? Hastanede iki beyin cerrahı varmış gün almak çok zordu.
Günlerden cumaydı sabah görümcemle kızı geldiler .
Hoş beşten sonra nereden böyle dedim
Hastaneden hangisi devletten
Hayırdır
Doktor çağırmıştı kan değerlerine bakalım diye
Deyince
Ay dedim fatih beni de bekliyor gel kan değerlerine bakalım demişti ama fırsatım olmadı
Görümcem hadi gidelim dedi biz gideceğiz nasılsa.
İyi de kahvaltı yaptım ben
Dur bakayım deyip fatih doktorumu aradım oğlum kahvaltı yaptım kan işi olur mu
Tabi olur dedi gel sen kulak tomografimi de aldım gittik.
Sağ olsun görür görmez aldı içeri hangi kanların alınacağını yazdı işin bitti deyince oğlum dedim
Durumumu anlattım doktor beni beyin cerrahine gönderdi
Raporu okuyup sarıldı telefona
Biri ile konuştu abim çok yakınım elinde raporu var bir görsen dedi
Tamam gelsin göreyim deyince
Sevincimi anlatamam
Diğer hastanede gün bekleyecektim
Çıktık doktorun odasının yanına hastaları vardı bir ara beni de aldı

Ben buna çok önem vermem birde emar çekelim dedi gidin kayıt yaptırın
Aldığım radyasyonları düşündüm yine mi dedim çare yoktu onun da gönlü olsun bakalım.
Kayıt yapan kıza gittik emar çektireceğiz dedim kayıt yaptı bu gece saat dörtte gelin demez mi
Yok kızım dedim dörtte kim getirir beni başka zaman yok mu
O zaman yarın akşam sekiz de
Hah şimdi oldu kaydımız yapıldı
Hay Allahım dedim işim rast gitmişti
Sevindim sekizde nasıl olsa çocuklarım getirir bir günde hastaneye gitmeden geçsin günüm
Evet ertesi akşam iki numaralı oğlum eşinle beraber gelip götürdüler gelinim hemşire çocuk hastanesinde
Hastaneye girdiğimiz zaman öyle şaşırdım ki gündüzün kalabalığı nın yerine bir sessizlik almış
İn cin top atıyor cinsindendi
Bir tek biz ve hemşire vardı nerde kaldınız dedi sizi bekliyorum
gülümseyerek geç mi kaldık dedim
Evet sizi bekliyorum saatiniz geçiyor .
Hemen aldı beni artık emar olsun, tomografi olsun çok çabuk çekiliyor.
Neydi o ilk zamanlar bir saat sürüyordu.

Tıp ne kadar ilerledi.
İşimiz on dakika sürmemişti.
Beş gün sonra alacaksınız dedi genç hemşire.
Günler hızla akıp geçiyor ve beş günde geçti.
Aldığımız emarı doktora götürdük tabi cd sini de.

Bahane ile bende başımı beynimi gördüm ekranda .
Uzunca inceledi doktor bey.
Bakın dedİ ur yok, kist yok , kanser, yok , benim de sizinle işim yok .
Ee... dedim.
Kulak burun boğazla işiniz onunla .
Yine düştük Atatürk Hastane’sine doktor baktı bu beni aşıyor dedi; siz Atatürk Araştırma hastanesine
Salı günü erkenden düştük yollara. Hastanemiz biraz yukarılarda çok güzel manzarası olan bir yerde
Sıraya girip beklemeye başladık ikinci numaraydım neyse geldi genç bir doktor sanırım asistan bunlar
Kulağıma baktı raporları oku du biraz bekleyin ben bunları hocama göstereyim, dedi göster ama ne zaman buralarda zaman geçmiyor kalabalık beklemek zorundaydık bir iki eşim sordu durdu ne zaman diye neyse doktorun geldiğini gördük
Genç doktorumuz hocam size göstereceğimiz hastalarım var deyince bakalım dedi
Hoca da kulağımı inceledi raporları inceledi dedim şu pili çıkarsanız o mu yapıyor bu akıntıyı
Burnumdan ışıkla baktılar biraz daha dursun bakalım dedi damlaları kullan bir damla daha verdiler
Birde kardiolojiye git; emarı bir de onlar incelesin; pazartesi toplantımız var diğer doktorlarla inceleme yapalım
On gün sonra gelin yine döndük
Bu sefer on günü beklemedik kardiolojinin raporunu almamız lazımdı
Gitmişken bakalım dedim şansımızı deniyelim
Bana bakan doktor yoktu diğer doktora derdimi anlattım tamam dedi ben hocayla konuşayım bekleyin yine uzun bir bekleyiş
Çere yoktu bekleyecektik...
Bir çocuk var üç veya dört yaşlarında nasıl yaramaz yerde emekledi yattı yuvarlandı ne yapıldıysa hakından gelinmedi bazı doktorlar görünme bu ne yapıyor diye söylendi korku yoktuki çocukta
Yerler mikrop yuvası o çocuğa bakarken zaman geçti doktor ancak telefonla konuşup anlattı durumu
Oda ne desin ben yeni emar istiyorum
Allahım dedim her hafta emar ne yapalım onunda gönlü olsun
Gittik kayıt yaptırmaya ocak ayının altısına gün verdiler bu sefer ilaçla çekilecek bakalım
Ah kulak dedim neymişsin sen bak ne hale getirdin beni
Sabır Ayşe diyerek şimdi ocağın altısını bekleyeceğiz hayırlısı ile...
Ya dostlarım yaşadıklarımı sizinle paylaşmak istedim
SAYGILARIMLA
AYŞE KARAN